Skip to main content

لَأُعَذِّبَنَّهُۥ
ona azabedeceğim
عَذَابًا
bir azapla
شَدِيدًا
çetin
أَوْ
ya da
لَأَا۟ذْبَحَنَّهُۥٓ
onu keseceğim
أَوْ
yahut da
لَيَأْتِيَنِّى
bana getirecek
بِسُلْطَٰنٍ
bir delil
مُّبِينٍ
açık

leü`aẕẕibennehû `aẕâben şedîden ev leeẕbeḥannehû ev leye'tiyennî bisülṭânim mübîn.

Süleyman, kuşları araştırarak: "Hüdhüd'ü niçin göremiyorum? Yoksa kayıplarda mı? Bana apaçık bir delil getirmelidir; yoksa onu ya şiddetli bir azaba uğratırım yahut keserim" dedi.

Tefsir

فَمَكَثَ
geldi
غَيْرَ بَعِيدٍ
çok geçmeden
فَقَالَ
ve dedi
أَحَطتُ
ben gördüm
بِمَا
bir şey
لَمْ تُحِطْ
senin görmediğin
بِهِۦ
onda
وَجِئْتُكَ
ve sana getirdim
مِن سَبَإٍۭ
Sebadan
بِنَبَإٍ
bir haber
يَقِينٍ
gerçek

femekeŝe gayra be`îdin feḳâle eḥattü bimâ lem tüḥiṭ bihî veci'tüke min sebeim binebeiy yeḳîn.

Çok geçmeden Hüdhüd gelip Süleyman'a: "Senin bilmediğin bir şeyi öğrendim. Sana Sebe'den doğru bir haber getirdim. Ora halkına hükmeden, herşeyden kendisine bolca verilen ve büyük bir tahta sahip olan bir kadın buldum; onun ve milletinin Allah'ı bırakıp güneşe secde ettiklerini gördüm. Göklerde ve yerde gizli olanları ortaya koyan, gizlediğiniz ve açıkladığınız şeyleri bilen Allah'a secde etmemeleri için şeytan, kendilerine, yaptıklarını güzel göstermiş, onları doğru yoldan alıkoymuştur. Bunun için, doğru yolu bulamazlar. O çok büyük arşın sahibi olan Allah'tan başka tanrı yoktur" dedi.

Tefsir

إِنِّى
şüphesiz ben
وَجَدتُّ
buldum
ٱمْرَأَةً
bir kadın
تَمْلِكُهُمْ
onlara hükümdarlık eden
وَأُوتِيَتْ
ve kendisine verilmiştir
مِن
her-den
كُلِّ شَىْءٍ
her
وَلَهَا
ve vardır
عَرْشٌ
bir tahtı
عَظِيمٌ
büyük

innî vecettü-mraeten temlikühüm veûtiyet min külli şey'iv velehâ `arşün `ażîm.

Çok geçmeden Hüdhüd gelip Süleyman'a: "Senin bilmediğin bir şeyi öğrendim. Sana Sebe'den doğru bir haber getirdim. Ora halkına hükmeden, herşeyden kendisine bolca verilen ve büyük bir tahta sahip olan bir kadın buldum; onun ve milletinin Allah'ı bırakıp güneşe secde ettiklerini gördüm. Göklerde ve yerde gizli olanları ortaya koyan, gizlediğiniz ve açıkladığınız şeyleri bilen Allah'a secde etmemeleri için şeytan, kendilerine, yaptıklarını güzel göstermiş, onları doğru yoldan alıkoymuştur. Bunun için, doğru yolu bulamazlar. O çok büyük arşın sahibi olan Allah'tan başka tanrı yoktur" dedi.

Tefsir

وَجَدتُّهَا
onu buldum
وَقَوْمَهَا
ve kavmini
يَسْجُدُونَ
secde aderlerken
لِلشَّمْسِ
güneşe
مِن دُونِ
bırakıp
ٱللَّهِ
Allah'ı
وَزَيَّنَ
ve süsledi
لَهُمُ
onlara
ٱلشَّيْطَٰنُ
şeytan
أَعْمَٰلَهُمْ
işlerini
فَصَدَّهُمْ
ve onları çevirdi
عَنِ ٱلسَّبِيلِ
(doğru) yoldan
فَهُمْ
(bu yüzden) onlar
لَا يَهْتَدُونَ
yola gelmiyorlar

vecettühâ veḳavmehâ yescüdûne lişşemsi min dûni-llâhi vezeyyene lehümü-şşeyṭânü a`mâlehüm feṣaddehüm `ani-ssebîli fehüm lâ yehtedûn.

Çok geçmeden Hüdhüd gelip Süleyman'a: "Senin bilmediğin bir şeyi öğrendim. Sana Sebe'den doğru bir haber getirdim. Ora halkına hükmeden, herşeyden kendisine bolca verilen ve büyük bir tahta sahip olan bir kadın buldum; onun ve milletinin Allah'ı bırakıp güneşe secde ettiklerini gördüm. Göklerde ve yerde gizli olanları ortaya koyan, gizlediğiniz ve açıkladığınız şeyleri bilen Allah'a secde etmemeleri için şeytan, kendilerine, yaptıklarını güzel göstermiş, onları doğru yoldan alıkoymuştur. Bunun için, doğru yolu bulamazlar. O çok büyük arşın sahibi olan Allah'tan başka tanrı yoktur" dedi.

Tefsir

أَلَّا يَسْجُدُوا۟
secde etmezler mi?
لِلَّهِ
Allah'a
ٱلَّذِى يُخْرِجُ
açığa çıkaran
ٱلْخَبْءَ
gizleneni
فِى ٱلسَّمَٰوَٰتِ
göklerde
وَٱلْأَرْضِ
ve yerde
وَيَعْلَمُ
ve bilen
مَا
şeyleri
تُخْفُونَ
gizledikleri
وَمَا
ve şeyleri
تُعْلِنُونَ
açığa vurdukları

ellâ yescüdû lillâhi-lleẕî yuḫricü-lḫab'e fi-ssemâvâti vel'arḍi veya`lemü mâ tuḫfûne vemâ tü`linûn.

Çok geçmeden Hüdhüd gelip Süleyman'a: "Senin bilmediğin bir şeyi öğrendim. Sana Sebe'den doğru bir haber getirdim. Ora halkına hükmeden, herşeyden kendisine bolca verilen ve büyük bir tahta sahip olan bir kadın buldum; onun ve milletinin Allah'ı bırakıp güneşe secde ettiklerini gördüm. Göklerde ve yerde gizli olanları ortaya koyan, gizlediğiniz ve açıkladığınız şeyleri bilen Allah'a secde etmemeleri için şeytan, kendilerine, yaptıklarını güzel göstermiş, onları doğru yoldan alıkoymuştur. Bunun için, doğru yolu bulamazlar. O çok büyük arşın sahibi olan Allah'tan başka tanrı yoktur" dedi.

Tefsir

ٱللَّهُ
Allah (ki)
لَآ
yoktur
إِلَٰهَ
Tanrı
إِلَّا
başka
هُوَ
O'ndan
رَبُّ
Rabbidir
ٱلْعَرْشِ
Arş'ın
ٱلْعَظِيمِ۩
büyük

allâhü lâ ilâhe illâ hüve rabbü-l`arşi-l`ażîm.

Çok geçmeden Hüdhüd gelip Süleyman'a: "Senin bilmediğin bir şeyi öğrendim. Sana Sebe'den doğru bir haber getirdim. Ora halkına hükmeden, herşeyden kendisine bolca verilen ve büyük bir tahta sahip olan bir kadın buldum; onun ve milletinin Allah'ı bırakıp güneşe secde ettiklerini gördüm. Göklerde ve yerde gizli olanları ortaya koyan, gizlediğiniz ve açıkladığınız şeyleri bilen Allah'a secde etmemeleri için şeytan, kendilerine, yaptıklarını güzel göstermiş, onları doğru yoldan alıkoymuştur. Bunun için, doğru yolu bulamazlar. O çok büyük arşın sahibi olan Allah'tan başka tanrı yoktur" dedi.

Tefsir

قَالَ
dedi ki
سَنَنظُرُ
bakacağız
أَصَدَقْتَ
doğru mu söyledin
أَمْ
yoksa
كُنتَ
mı oldun?
مِنَ ٱلْكَٰذِبِينَ
yalancılardan

ḳâle senenżuru eṣadaḳte em künte mine-lkâẕibîn.

Süleyman şöyle söyledi: "Doğru mu söylüyorsun, yoksa yalancılardan mısın, bakacağız."

Tefsir

ٱذْهَب
götür
بِّكِتَٰبِى
mektubumu
هَٰذَا
bu
فَأَلْقِهْ
ve at
إِلَيْهِمْ
onlara
ثُمَّ
sonra
تَوَلَّ
biraz öteye çekil
عَنْهُمْ
onlardan
فَٱنظُرْ
ve bak
مَاذَا
neye
يَرْجِعُونَ
başvuruyorlar

iẕheb bikitâbî hâẕâ feelḳih ileyhim ŝümme tevelle `anhüm fenżur mâẕâ yerci`ûn.

"Şu yazımı götür, onlara at, sonra bir yana çekil, varacakları sonuca bak."

Tefsir

قَالَتْ
dedi ki
يَٰٓأَيُّهَا
ey
ٱلْمَلَؤُا۟
ileri gelenler
إِنِّىٓ
gerçekten
أُلْقِىَ
bırakıldı
إِلَىَّ
bana
كِتَٰبٌ
bir mektup
كَرِيمٌ
çok önemli

ḳâlet yâ eyyühe-lmeleü innî ülḳiye ileyye kitâbün kerîm.

Sebe melikesi: "Ey ileri gelenler! Bana, Bismillahirrahmanirrahim diye başlayan ve 'sakın bana karşı baş kaldırmayın ve teslim olarak gelin' diyen Süleyman'dan gönderilen önemli bir mektup bırakıldı" dedi.

Tefsir

إِنَّهُۥ
muhakkak o
مِن سُلَيْمَٰنَ
Süleymandandır
وَإِنَّهُۥ
ve o
بِسْمِ
adıyla(başlamakta)dır
ٱللَّهِ
Allah'ın
ٱلرَّحْمَٰنِ
Rahman
ٱلرَّحِيمِ
Rahim

innehû min süleymâne veinnehû bismi-llâhi-rraḥmâni-rraḥîm.

Sebe melikesi: "Ey ileri gelenler! Bana, Bismillahirrahmanirrahim diye başlayan ve 'sakın bana karşı baş kaldırmayın ve teslim olarak gelin' diyen Süleyman'dan gönderilen önemli bir mektup bırakıldı" dedi.

Tefsir