Skip to main content

وَالَّذِيْنَ كَفَرُوْا بَعْضُهُمْ اَوْلِيَاۤءُ بَعْضٍۗ اِلَّا تَفْعَلُوْهُ تَكُنْ فِتْنَةٌ فِى الْاَرْضِ وَفَسَادٌ كَبِيْرٌۗ  ( الأنفال: ٧٣ )

And those who
وَٱلَّذِينَ
kimseler
disbelieve
كَفَرُوا۟
inkar eden(ler)
some of them
بَعْضُهُمْ
bazıları
(are) allies
أَوْلِيَآءُ
velisidirler
(to) another
بَعْضٍۚ
diğerlerinin
If not you do it
إِلَّا تَفْعَلُوهُ
eğer bunu yapmazsanız
(there) will be
تَكُن
olur
oppression
فِتْنَةٌ
fitne
in the earth
فِى ٱلْأَرْضِ
yeryüzünde
and corruption
وَفَسَادٌ
ve bir kargaşa
great
كَبِيرٌ
büyük

velleẕîne keferû ba`ḍuhüm evliyâü ba`ḍ. illâ tef`alûhü tekün fitnetün fi-l'arḍi vefesâdün kebîr. (al-ʾAnfāl 8:73)

Diyanet Isleri:

İnkar edenler birbirlerinin dostlarıdır. Eğer siz aranızda dost olmazsanız yeryüzünde kargaşalık, fitne ve büyük bozgun çıkar.

English Sahih:

And those who disbelieved are allies of one another. If you do not do so [i.e., ally yourselves with other believers], there will be fitnah [i.e., disbelief and oppression] on earth and great corruption. ([8] Al-Anfal : 73)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Kafir olanlarsa birbirlerinin dostudur, yardımcısıdır. Birbirinize yardım etmezseniz yeryüzünde bir fitne belirir, büyük bir bozgun meydana gelir.