Skip to main content

اَمْ حَسِبْتُمْ اَنْ تُتْرَكُوْا وَلَمَّا يَعْلَمِ اللّٰهُ الَّذِيْنَ جَاهَدُوْا مِنْكُمْ وَلَمْ يَتَّخِذُوْا مِنْ دُوْنِ اللّٰهِ وَلَا رَسُوْلِهٖ وَلَا الْمُؤْمِنِيْنَ وَلِيْجَةً ۗوَاللّٰهُ خَبِيْرٌۢ بِمَا تَعْمَلُوْنَ ࣖ  ( التوبة: ١٦ )

Or
أَمْ
yoksa
(do) you think
حَسِبْتُمْ
siz sandınız mı?
that you would be left
أَن تُتْرَكُوا۟
bırakılacağınızı
while not Allah made evident
وَلَمَّا يَعْلَمِ
bilmeden
Allah made evident
ٱللَّهُ
Allah
those who
ٱلَّذِينَ
kimseleri
strive
جَٰهَدُوا۟
cihad eden(leri)
among you
مِنكُمْ
içinizden
and not
وَلَمْ
ve
take
يَتَّخِذُوا۟
edinmeyen(leri)
besides Allah besides Allah
مِن دُونِ
başkasını
besides Allah
ٱللَّهِ
Allah('tan)
and not
وَلَا
ve
His Messenger
رَسُولِهِۦ
Elçisin(den)
and not
وَلَا
ve
the believers
ٱلْمُؤْمِنِينَ
mü'minler(den)
(as) intimates?
وَلِيجَةًۚ
sırdaş
And Allah
وَٱللَّهُ
ve Allah
(is) All-Aware
خَبِيرٌۢ
haber almaktadır
of what
بِمَا
şeyleri
you do
تَعْمَلُونَ
yaptıklarınızı

em ḥasibtüm en tütrakû velemmâ ya`lemi-llâhü-lleẕîne câhedû minküm velem yetteḫiẕû min dûni-llâhi velâ rasûlihî vele-lmü'minîne velîceh. vellâhü ḫabîrum bimâ ta`melûn. (at-Tawbah 9:16)

Diyanet Isleri:

Allah, içinizden cihat edenleri; Allah'tan, peygamberinden ve inananlardan başka sırdaş edinmeyenleri ortaya çıkarmadan sizi kendi halinize bırakacak mı zannediyorsunuz? Allah işlediklerinizden haberdardır.

English Sahih:

Do you think that you will be left [as you are] while Allah has not yet made evident those among you who strive [for His cause] and do not take other than Allah, His Messenger and the believers as intimates? And Allah is [fully] Aware of what you do. ([9] At-Tawbah : 16)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Sanır mısınız ki kendi halinize bırakılacaksınız ve Allah, sizden savaşanlarla Allah'tan, Peygamberinden ve inananlardan başkasını sır dostu edinmeyenleri bilmeyecek? Ve Allah, ne yaparsanız hepsinden de haberdardır.