لَقَدْ كَانَ فِيْ قَصَصِهِمْ عِبْرَةٌ لِّاُولِى الْاَلْبَابِۗ مَا كَانَ حَدِيْثًا يُّفْتَرٰى وَلٰكِنْ تَصْدِيْقَ الَّذِيْ بَيْنَ يَدَيْهِ وَتَفْصِيْلَ كُلِّ شَيْءٍ وَّهُدًى وَّرَحْمَةً لِّقَوْمٍ يُّؤْمِنُوْنَ ࣖ ( يوسف: ١١١ )
leḳad kâne fî ḳaṣaṣihim `ibratül liüli-l'elbâb. mâ kâne ḥadîŝey yüfterâ velâkin taṣdîḳa-lleẕî beyne yedeyhi vetefṣîle külli şey'iv vehüdev veraḥmetel liḳavmiy yü'minûn. (Yūsuf 12:111)
Diyanet Isleri:
And olsun ki, peygamberlerin kıssalarında, aklı olanlar için ibretler vardır. Kuran uydurulabilen bir söz değildir. Fakat kendinden önceki Kitapları tasdik eden, inanan millete her şeyi açıklayan, doğru yolu gösteren bir rehber ve rahmettir.
English Sahih:
There was certainly in their stories a lesson for those of understanding. Never was it [i.e., the Quran] a narration invented, but a confirmation of what was before it and a detailed explanation of all things and guidance and mercy for a people who believe. ([12] Yusuf : 111)
1 Abdulbaki Gölpınarlı
Andolsun ki onların hikayelerinde akıl ve dirayet sahiplerine ibretler var. Uydurulmuş bir söz değil, önceki kitapları gerçekleyen ve her şeyi bildiren bir söz bu ve inanan topluluğa da hidayet ve rahmet.