Skip to main content

اَوَلَمْ يَكْفِهِمْ اَنَّآ اَنْزَلْنَا عَلَيْكَ الْكِتٰبَ يُتْلٰى عَلَيْهِمْ ۗاِنَّ فِيْ ذٰلِكَ لَرَحْمَةً وَّذِكْرٰى لِقَوْمٍ يُّؤْمِنُوْنَ ࣖ   ( العنكبوت: ٥١ )

And is (it) not sufficient for them
أَوَلَمْ يَكْفِهِمْ
onlara yetmedi mi?
that We
أَنَّآ
indirdik-ki biz
revealed
أَنزَلْنَا
indirdik
to you
عَلَيْكَ
sana
the Book
ٱلْكِتَٰبَ
Kitabı
(which) is recited
يُتْلَىٰ
okunan
to them?
عَلَيْهِمْۚ
kendilerine
Indeed
إِنَّ
şüphesiz
in
فِى
vardır
that
ذَٰلِكَ
bunda
surely is a mercy
لَرَحْمَةً
bir rahmet
and a reminder
وَذِكْرَىٰ
ve öğüt
for a people
لِقَوْمٍ
bir toplum için
who believe
يُؤْمِنُونَ
inanan

evelem yekfihim ennâ enzelnâ `aleyke-lkitâbe yütlâ `aleyhim. inne fî ẕâlike leraḥmetev veẕikrâ liḳavmiy yü'minûn. (al-ʿAnkabūt 29:51)

Diyanet Isleri:

Kendilerine okunan bir Kitap'ı sana indirmiş olmamız onlara yetmiyor mu? Bunda, inanan topluluk için rahmet ve ibret vardır.

English Sahih:

And is it not sufficient for them that We revealed to you the Book [i.e., the Quran] which is recited to them? Indeed in that is a mercy and reminder for a people who believe. ([29] Al-'Ankabut : 51)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Onlara yetmez mi ki şüphe yok, sana kitap indirdik, onlara okunup durmada; şüphe yok ki bu kitapta elbette inanan topluluğa hem rahmet var, hem öğüt.