Skip to main content

فَلَنُذِيْقَنَّ الَّذِيْنَ كَفَرُوْا عَذَابًا شَدِيْدًاۙ وَّلَنَجْزِيَنَّهُمْ اَسْوَاَ الَّذِيْ كَانُوْا يَعْمَلُوْنَ  ( فصلت: ٢٧ )

But surely We will cause to taste
فَلَنُذِيقَنَّ
fakat taddıracağız
those who
ٱلَّذِينَ
kimselere
disbelieve
كَفَرُوا۟
inkar eden(lere)
a punishment
عَذَابًا
bir azab
severe
شَدِيدًا
şiddetli
and surely We will recompense them
وَلَنَجْزِيَنَّهُمْ
ve onları cezalandıracağız
(the) worst
أَسْوَأَ
en kötüsüyle
(of) what they used (to)
ٱلَّذِى كَانُوا۟
olduklarının
do
يَعْمَلُونَ
yapıyor(lar)

felenüẕîḳanne-lleẕîne keferû `aẕâben şedîdev velenecziyennehüm esvee-lleẕî kânû ya`melûn. (Fuṣṣilat 41:27)

Diyanet Isleri:

İnkar edenlere çetin bir azap tattıracağız. İşledikleri en kötü işlere karşılık onların cezasını vereceğiz.

English Sahih:

But We will surely cause those who disbelieve to taste a severe punishment, and We will surely recompense them for the worst of what they had been doing. ([41] Fussilat : 27)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Biz de mutlaka kafir olanlara çetin bir azabı tattıracağız ve yaptıkları şeyin en kötü karşılığıyle cezalandıracağız onları.