Skip to main content

وَالَّذِيْنَ يُمَسِّكُوْنَ بِالْكِتٰبِ وَاَقَامُوا الصَّلٰوةَۗ اِنَّا لَا نُضِيْعُ اَجْرَ الْمُصْلِحِيْنَ  ( الأعراف: ١٧٠ )

And those who
وَٱلَّذِينَ
onlar ki
hold fast
يُمَسِّكُونَ
sımsıkı sarılırlar
to the Book
بِٱلْكِتَٰبِ
Kitaba
and establish
وَأَقَامُوا۟
ve kılarlar
the prayer
ٱلصَّلَوٰةَ
namazı
indeed We
إِنَّا
elbette biz
(will) not [We] let go waste
لَا نُضِيعُ
zayi etmeyiz
(the) reward
أَجْرَ
ecrini
(of) the reformers
ٱلْمُصْلِحِينَ
iyiliğe çalışanların

velleẕîne yümessikûne bilkitâbi veeḳâmu-ṣṣalâh. innâ lâ nüḍî`u ecra-lmuṣliḥîn. (al-ʾAʿrāf 7:170)

Diyanet Isleri:

Ardlarından yerlerine gelen bir takım kötüler, Kitap'a mirasçı oldular. "Biz nasıl olsa affedileceğiz" diyerek Kitap'ın hükümlerini değiştirme karşılığı bu değersiz dünyanın mallarını alırlar; yine ona benzer geçici bir şey kendilerine gelince onu da kabul ederlerdi. Onlardan, Allah'a karşı ancak gerçeği söyleyeceklerine dair Kitap üzerine söz alınmamış mıydı? Kitap'da olanları okumamışlar mıydı? Allah'a karşı gelmekten sakınanlar için, ahiret yurdu vardır, düşünmüyor musunuz? Biz, iyiliğe çalışanların ecrini elbette zayi etmeyiz.

English Sahih:

But those who hold fast to the Book [i.e., the Quran] and establish prayer – indeed, We will not allow to be lost the reward of the reformers. ([7] Al-A'raf : 170)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Kitaba sarılıp namaz kılanlara gelince: Biz, iyiliğe çalışanların mükafatını zayi etmeyiz.