Skip to main content

فَهَلْ يَنْتَظِرُوْنَ اِلَّا مِثْلَ اَيَّامِ الَّذِيْنَ خَلَوْا مِنْ قَبْلِهِمْۗ قُلْ فَانْتَظِرُوْٓا اِنِّيْ مَعَكُمْ مِّنَ الْمُنْتَظِرِيْنَ   ( يونس: ١٠٢ )

Then do
فَهَلْ
mı?
they wait
يَنتَظِرُونَ
bekliyorlar
except
إِلَّا
başkasını
like
مِثْلَ
benzerinden
the days
أَيَّامِ
(başlarına gelen) günlerin
(of) those who passed away
ٱلَّذِينَ خَلَوْا۟
geçmiş olanların
before them? before them?
مِن قَبْلِهِمْۚ
kendilerinden önce
Say
قُلْ
de ki
"Then wait
فَٱنتَظِرُوٓا۟
bekleyin bakalım
indeed, I (am)
إِنِّى
şüphesiz ben de
with you
مَعَكُم
sizinle birlikte
among the ones who wait"
مِّنَ ٱلْمُنتَظِرِينَ
bekleyenlerdenim

fehel yenteżirûne illâ miŝle eyyâmi-lleẕîne ḫalev min ḳablihim. ḳul fenteżirû innî me`aküm mine-lmünteżirîn. (al-Yūnus 10:102)

Diyanet Isleri:

Kendilerinden önce geçenlerin başlarına gelen olaylardan başka bir şey mi bekliyorlar? "Bekleyin, ben de sizinle beraber beklemekteyim" de.

English Sahih:

So do they wait except for like [what occurred in] the days of those who passed on before them? Say, "Then wait; indeed, I am with you among those who wait." ([10] Yunus : 102)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Onlar, kendilerinden önce gelip geçenlerin uğradıkları felaket günlerine benzer günlerden başka bir şey mi bekliyorlar? De ki: Bekleyin bakalım, şüphe yok ki ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim.