Skip to main content

حَتّٰىٓ اِذَا بَلَغَ بَيْنَ السَّدَّيْنِ وَجَدَ مِنْ دُوْنِهِمَا قَوْمًاۙ لَّا يَكَادُوْنَ يَفْقَهُوْنَ قَوْلًا   ( الكهف: ٩٣ )

Until
حَتَّىٰٓ
nihayet
when
إِذَا
ne zaman ki
he reached
بَلَغَ
ulaştı
between
بَيْنَ
arasına
the two mountains
ٱلسَّدَّيْنِ
iki sed
he found
وَجَدَ
buldu
besides them besides them
مِن دُونِهِمَا
onların dışında
a community
قَوْمًا
bir kavim
not who would almost
لَّا يَكَادُونَ
neredeyse
understand
يَفْقَهُونَ
hiç anlamayan
(his) speech
قَوْلًا
söz

ḥattâ iẕâ belegae beyne-sseddeyni vecede min dûnihimâ ḳavmel lâ yekâdûne yefḳahûne ḳavlâ. (al-Kahf 18:93)

Diyanet Isleri:

Sonunda, iki dağın arasına varınca, orada nerdeyse hiç laf anlamayan bir millete rastladı.

English Sahih:

Until, when he reached [a pass] between two mountains, he found beside them a people who could hardly understand [his] speech. ([18] Al-Kahf : 93)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Ta iki setin arasına vardı, onların yanında bir topluluk buldu ki hemen hiçbir söz anlamıyorlardı.