اَمْ لَهُمْ اٰلِهَةٌ تَمْنَعُهُمْ مِّنْ دُوْنِنَاۗ لَا يَسْتَطِيْعُوْنَ نَصْرَ اَنْفُسِهِمْ وَلَا هُمْ مِّنَّا يُصْحَبُوْنَ ( الأنبياء: ٤٣ )
Or
أَمْ
yoksa
have they
لَهُمْ
mı var?
gods
ءَالِهَةٌ
tanrıları
(to) defend them
تَمْنَعُهُم
onları koruyacak
from
مِّن
karşı
Us?
دُونِنَاۚ
bize
Not they are able
لَا يَسْتَطِيعُونَ
onların gücü yetmez
(to) help
نَصْرَ
yardım etmeye
themselves
أَنفُسِهِمْ
kendilerine
and not
وَلَا
ne de
they
هُم
onlara
from Us
مِّنَّا
bizim tarafımızdan
can be protected
يُصْحَبُونَ
sahip çıkılır
em lehüm âlihetün temne`uhüm min dûninâ. lâ yesteṭî`ûne naṣra enfüsihim velâ hüm minnâ yuṣḥabûn. (al-ʾAnbiyāʾ 21:43)
Diyanet Isleri:
Yoksa kendilerini bize karşı savunacak tanrıları mı var? O tanrılar kendilerine bile yardım edemezler. Katımızdan da dostluk görmezler.
English Sahih:
Or do they have gods to defend them other than Us? They are unable [even] to help themselves, nor can they be protected from Us. ([21] Al-Anbya : 43)
1 Abdulbaki Gölpınarlı
Onların, azabımızı kendilerinden menedecek bir mabutları mı var yoksa? O mabutların, ne kendilerine yardım etmeye güçleri yeter, ne de bizden bir yardım görür kafirler.