قُلْ لَّا يَعْلَمُ مَنْ فِى السَّمٰوٰتِ وَالْاَرْضِ الْغَيْبَ اِلَّا اللّٰهُ ۗوَمَا يَشْعُرُوْنَ اَيَّانَ يُبْعَثُوْنَ ( النمل: ٦٥ )
Say
قُل
de ki
"No (one) knows
لَّا يَعْلَمُ
bilmez
whoever
مَن
kimse
(is) in the heavens
فِى ٱلسَّمَٰوَٰتِ
göklerde
and the earth
وَٱلْأَرْضِ
ve yerde
(of) the unseen
ٱلْغَيْبَ
gaybı
except
إِلَّا
başka
Allah
ٱللَّهُۚ
Allah'tan
and not
وَمَا
ve
they perceive
يَشْعُرُونَ
bilmezler
when
أَيَّانَ
ne zaman
they will be resurrected"
يُبْعَثُونَ
dirileceklerini
ḳul lâ ya`lemü men fi-ssemâvâti vel'arḍi-lgaybe ille-llâh. vemâ yeş`urûne eyyâne yüb`aŝûn. (an-Naml 27:65)
Diyanet Isleri:
De ki: "Göklerde ve yerde gaybı Allah'tan başka bilen yoktur." Ne zaman diriltileceklerini de bilmezler.
English Sahih:
Say, "None in the heavens and earth knows the unseen except Allah, and they do not perceive when they will be resurrected." ([27] An-Naml : 65)
1 Abdulbaki Gölpınarlı
De ki: Göklerde ve yeryüzünde bulunanların hiçbiri, gizli şeyi bilemez, ancak Allah bilir ve onlar da ne vakit tekrar diriltileceklerini bilemezler