Skip to main content

وَلْتَكُنْ مِّنْكُمْ اُمَّةٌ يَّدْعُوْنَ اِلَى الْخَيْرِ وَيَأْمُرُوْنَ بِالْمَعْرُوْفِ وَيَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنْكَرِ ۗ وَاُولٰۤىِٕكَ هُمُ الْمُفْلِحُوْنَ   ( آل عمران: ١٠٤ )

And let there be
وَلْتَكُن
olsun
among you
مِّنكُمْ
içinizden
[a] people
أُمَّةٌ
bir topluluk
inviting
يَدْعُونَ
çağıran
to the good
إِلَى ٱلْخَيْرِ
hayra
[and] enjoining
وَيَأْمُرُونَ
ve emreden
the right
بِٱلْمَعْرُوفِ
iyiliği
and forbidding
وَيَنْهَوْنَ
ve men'eden
from the wrong
عَنِ ٱلْمُنكَرِۚ
kötülükten
and those -
وَأُو۟لَٰٓئِكَ
işte
they
هُمُ
onlar
(are) the successful ones
ٱلْمُفْلِحُونَ
kurtuluşa erenlerdir

velteküm minküm ümmetüy yed`ûne ile-lḫayri veye'mürûne bilma`rûfi veyenhevne `ani-lmünker. veülâike hümü-lmüfliḥûn. (ʾĀl ʿImrān 3:104)

Diyanet Isleri:

Sizden, iyiye çağıran, doğruluğu emreden ve fenalıktan meneden bir cemaat olsun. İşte başarıya erişenler yalnız onlardır.

English Sahih:

And let there be [arising] from you a nation inviting to [all that is] good, enjoining what is right and forbidding what is wrong, and those will be the successful. ([3] Ali 'Imran : 104)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

İçinizde öyle kişiler bulunmalı ki onlar, sizi hayra çağırsın, size iyiliği emretsin, sizi kötülükten vazgeçirmeye çalışsın ve onlardır kurtulanlar, muratlarına erenler.