Skip to main content

اِنَّ الَّذِيْنَ تَوَلَّوْا مِنْكُمْ يَوْمَ الْتَقَى الْجَمْعٰنِۙ اِنَّمَا اسْتَزَلَّهُمُ الشَّيْطٰنُ بِبَعْضِ مَا كَسَبُوْا ۚ وَلَقَدْ عَفَا اللّٰهُ عَنْهُمْ ۗ اِنَّ اللّٰهَ غَفُوْرٌ حَلِيْمٌ ࣖ  ( آل عمران: ١٥٥ )

Indeed
إِنَّ
şüphesiz
those who
ٱلَّذِينَ
kimseleri
turned back
تَوَلَّوْا۟
yüz çevirip giden
among you
مِنكُمْ
içinizden
(on the) day
يَوْمَ
gün
met
ٱلْتَقَى
karşılaştığı
the two hosts
ٱلْجَمْعَانِ
iki topluluğun
only
إِنَّمَا
şüphesiz
made them slip
ٱسْتَزَلَّهُمُ
(yoldan) kaydırmak istemişti
the Shaitaan
ٱلشَّيْطَٰنُ
şeytan
for some
بِبَعْضِ
bazı
(of) what
مَا
dolayı
they (had) earned
كَسَبُوا۟ۖ
yaptıkları işlerden
And surely
وَلَقَدْ
ama elbette
forgave
عَفَا
affetti
Allah
ٱللَّهُ
Allah
[on] them
عَنْهُمْۗ
onları
indeed
إِنَّ
şüphesiz
Allah
ٱللَّهَ
Allah
(is) Oft-Forgiving
غَفُورٌ
çok bağışlayandır
All-Forbearing
حَلِيمٌ
halimdir

inne-lleẕîne tevellev minküm yevme-lteḳe-lcem`âni inneme-stezellehümü-şşeyṭânü biba`ḍi mâ kesebû. veleḳad `afe-llâhü `anhüm. inne-llâhe gafûrun ḥalîm. (ʾĀl ʿImrān 3:155)

Diyanet Isleri:

İki topluluğun karşılaştığı gün, içinizden yüz çevirenlerin, yaptıklarının bir kısmından ötürü şeytan ayaklarını kaydırıp yoldan çıkarmak istemişti. Allah, and olsun ki, onları affetti. Allah bağışlayandır. Halim'dir.

English Sahih:

Indeed, those of you who turned back on the day the two armies met [at Uhud] – it was Satan who caused them to slip because of some [blame] they had earned. But Allah has already forgiven them. Indeed, Allah is Forgiving and Forbearing. ([3] Ali 'Imran : 155)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

İki topluluğun karşılaştığı gün içinizden yüz çevirenler, şüphe yok ki bazı hareketleri yüzünden Şeytan'a kapılmışlardı, fakat andolsun ki Allah onları bağışladı ve şüphe yok ki Allah, suçları örter ve ceza vermede acele etmez.