Skip to main content

وَلَقَدْ اٰتَيْنَا مُوْسَى الْكِتٰبَ فَلَا تَكُنْ فِيْ مِرْيَةٍ مِّنْ لِّقَاۤىِٕهٖ وَجَعَلْنٰهُ هُدًى لِّبَنِيْٓ اِسْرَاۤءِيْلَۚ  ( السجدة: ٢٣ )

And certainly
وَلَقَدْ
ve andolsun
We gave
ءَاتَيْنَا
biz verdik
Musa
مُوسَى
Musa'ya
the Scripture
ٱلْكِتَٰبَ
Kitabı
so (do) not
فَلَا
sakın
be
تَكُن
olma
in
فِى
içinde
doubt
مِرْيَةٍ
kuşku
about receiving it
مِّن لِّقَآئِهِۦۖ
onun ulaşmasından
And We made it
وَجَعَلْنَٰهُ
ve onu yaptık
a guide
هُدًى
yol gösterici
for the Children of Israel
لِّبَنِىٓ
oğullarına
for the Children of Israel
إِسْرَٰٓءِيلَ
İsrail

veleḳad âteynâ mûse-lkitâbe felâ tekün fî miryetim mil liḳâehi vece`alnâhü hüdel libenî isrâîl. (as-Sajdah 32:23)

Diyanet Isleri:

And olsun ki Musa'ya Kitap verdik; Sakın sen ona kavuşacağından şüphe etme. Musa'ya verdiğimizi İsrailoğullarına doğruluk rehberi kıldık.

English Sahih:

And We certainly gave Moses the Scripture, so do not be in doubt over his meeting. And We made it [i.e., the Torah] guidance for the Children of Israel. ([32] As-Sajdah : 23)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Ve andolsun ki Musa'ya da kitap vermiştik, ona kavuşacağında şüphen olmasın ve biz, İsrailoğullarına o kitabı, doğru yolu gösteren bir rehber yapmıştık.