Skip to main content

۞ وَلَقَدْ اٰتَيْنَا دَاوٗدَ مِنَّا فَضْلًاۗ يٰجِبَالُ اَوِّبِيْ مَعَهٗ وَالطَّيْرَ ۚوَاَلَنَّا لَهُ الْحَدِيْدَۙ   ( سبإ: ١٠ )

And certainly
وَلَقَدْ
ve andolsun ki
We gave
ءَاتَيْنَا
verdik
Dawood
دَاوُۥدَ
Davud'a
from Us
مِنَّا
tarafımızdan
Bounty
فَضْلًاۖ
bir üstünlük
"O mountains!
يَٰجِبَالُ
ey dağlar
Repeat praises
أَوِّبِى
tesbih edin
with him
مَعَهُۥ
onunla beraber
and the birds"
وَٱلطَّيْرَۖ
ve (ey) kuşlar
And We made pliable
وَأَلَنَّا
ve yumuşattık
for him
لَهُ
ona
[the] iron
ٱلْحَدِيدَ
demiri

veleḳad âteynâ dâvûde minnâ faḍlâ. yâ cibâlü evvibî me`ahû veṭṭayr. veelennâ lehü-lḥadîd. (Sabaʾ 34:10)

Diyanet Isleri:

"Ey dağlar ve kuşlar! Davud tesbih ettikçe siz de onu tekrarlayın" diyerek and olsun ki, ona katımızdan lütufta bulunduk; "geniş zırhlar yap, dokumasını sağlam tut" diye ona demiri yumuşak kıldık. Yararlı iş işleyin; doğrusu Ben yaptıklarınızı görenim.

English Sahih:

And We certainly gave David from Us bounty. [We said], "O mountains, repeat [Our] praises with him, and the birds [as well]." And We made pliable for him iron, ([34] Saba : 10)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Ve andolsun ki biz, Davud'a, katımızdan lutfettik, üstünlük verdik. Ey dağlar dedik, onunla beraber tenzih edin beni ve ey kuşlar, siz de ve ona, demiri yumuşattık.