Skip to main content

وَهُمْ يَصْطَرِخُوْنَ فِيْهَاۚ رَبَّنَآ اَخْرِجْنَا نَعْمَلْ صَالِحًا غَيْرَ الَّذِيْ كُنَّا نَعْمَلُۗ اَوَلَمْ نُعَمِّرْكُمْ مَّا يَتَذَكَّرُ فِيْهِ مَنْ تَذَكَّرَ وَجَاۤءَكُمُ النَّذِيْرُۗ فَذُوْقُوْا فَمَا لِلظّٰلِمِيْنَ مِنْ نَّصِيْرٍ   ( فاطر: ٣٧ )

And they
وَهُمْ
ve onlar
will cry
يَصْطَرِخُونَ
feryadederler
therein
فِيهَا
orada
"Our Lord!
رَبَّنَآ
Rabbimiz
Bring us out;
أَخْرِجْنَا
bizi çıkar
we will do
نَعْمَلْ
yapalım
righteous (deeds)
صَٰلِحًا
iyi işler
other than
غَيْرَ
başka olarak
(that) which we used
ٱلَّذِى كُنَّا
olduğumuz
(to) do"
نَعْمَلُۚ
yapmış
Did not We give you life long enough
أَوَلَمْ نُعَمِّرْكُم
sizi yaşatmadık mı?
that (would) receive admonition
مَّا يَتَذَكَّرُ
öğüt alacağı kadar
therein
فِيهِ
orada
whoever
مَن
kimsenin
receives admonition?
تَذَكَّرَ
öğüt alacak
And came to you
وَجَآءَكُمُ
ve size geldi
the warner
ٱلنَّذِيرُۖ
uyarıcı
So taste
فَذُوقُوا۟
öyle ise (azabı) tadın
then not
فَمَا
artık yoktur
(is) for the wrongdoers
لِلظَّٰلِمِينَ
zalimlerin
any
مِن
hiçbir
helper
نَّصِيرٍ
yardımcısı

vehüm yaṣṭariḫûne fîhâ. rabbenâ aḫricnâ na`mel ṣâliḥan gayra-lleẕî künnâ na`mel. evelem nü`ammirküm mâ yeteẕekkeru fîhi men teẕekkera vecâekümü-nneẕîr. feẕûḳû femâ liżżâlimîne min neṣîr. (Fāṭir 35:37)

Diyanet Isleri:

Orada; "Rabbimiz! Bizi çıkar; yaptığımızdan başka, yararlı iş işleyelim" diye bağrışırlar. O zaman onlara şöyle deriz: "Öğüt alacak kişinin öğüt alabileceği kadar bir süre sizi yaşatmadık mi? Size uyarıcı da gelmişti. Artık azabı tadınız, zalimlerin yardımcısı olmaz."

English Sahih:

And they will cry out therein, "Our Lord, remove us; we will do righteousness – other than what we were doing!" But did We not grant you life enough for whoever would remember therein to remember, and the warner had come to you? So taste [the punishment], for there is not for the wrongdoers any helper. ([35] Fatir : 37)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Ve onlar bağrışırlar orada: Rabbimiz, bizi çıkar da yaptığımız işlerden başka işlerde bulunalım. Size, düşünenin düşünüp öğüt alanın öğüt alacağı kadar ömür vermedik mi ve size korkutucu da gelmişti; artık tadın azabı, zalimlere bir yardım eden de yoktur.