Skip to main content

اِنَّ الَّذِيْنَ اٰمَنُوْا ثُمَّ كَفَرُوْا ثُمَّ اٰمَنُوْا ثُمَّ كَفَرُوْا ثُمَّ ازْدَادُوْا كُفْرًا لَّمْ يَكُنِ اللّٰهُ لِيَغْفِرَ لَهُمْ وَلَا لِيَهْدِيَهُمْ سَبِيْلًاۗ   ( النساء: ١٣٧ )

Indeed
إِنَّ
şüphesiz
those who
ٱلَّذِينَ
o kimseler
believed
ءَامَنُوا۟
inandılar
then
ثُمَّ
sonra
disbelieved
كَفَرُوا۟
inkar ettiler
then
ثُمَّ
sonra
(again) believed
ءَامَنُوا۟
inandılar
then
ثُمَّ
yine
disbelieved
كَفَرُوا۟
inkar ettiler
then
ثُمَّ
sonra
increased
ٱزْدَادُوا۟
arttı
(in) disbelief -
كُفْرًا
inkarları
not will
لَّمْ يَكُنِ
değildir
Allah
ٱللَّهُ
Allah
forgive
لِيَغْفِرَ
bağışlayacak
[for] them
لَهُمْ
onları
and not will guide them
وَلَا لِيَهْدِيَهُمْ
iletmeyecektir
(to) a (right) way
سَبِيلًۢا
(doğru) yola

inne-lleẕîne âmenû ŝümme keferû ŝümme âmenû ŝümme keferû ŝümme-zdâdû küfral lem yeküni-llâhü liyagfira lehüm velâ liyehdiyehüm sebîlâ. (an-Nisāʾ 4:137)

Diyanet Isleri:

Doğrusu inanıp sonra inkar edenleri, sonra inanıp tekrar inkar edenleri, sonra da inkarları artmış olanları Allah bağışlamaz; onları doğru yola eriştirmez.

English Sahih:

Indeed, those who have believed then disbelieved, then believed then disbelieved, and then increased in disbelief – never will Allah forgive them, nor will He guide them to a way. ([4] An-Nisa : 137)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

O kişiler ki iman ettiler de sonra kafir oldular, sonra gene iman ettiler, sonra gene kafir oldular, sonra da küfürlerini arttırdılar, Allah suçlarını örtmez onların ve doğru yola getirmez onları.