Skip to main content

فَاصْبِرْ اِنَّ وَعْدَ اللّٰهِ حَقٌّ ۚفَاِمَّا نُرِيَنَّكَ بَعْضَ الَّذِيْ نَعِدُهُمْ اَوْ نَتَوَفَّيَنَّكَ فَاِلَيْنَا يُرْجَعُوْنَ  ( غافر: ٧٧ )

So be patient;
فَٱصْبِرْ
artık sabret
indeed
إِنَّ
şüphesiz
(the) Promise
وَعْدَ
va'di (sözü)
(of) Allah
ٱللَّهِ
Allah'ın
(is) true
حَقٌّۚ
gerçektir
And whether
فَإِمَّا
ya
We show you
نُرِيَنَّكَ
sana gösteririz
some
بَعْضَ
bir kısmını
(of) what
ٱلَّذِى
şeylerin
We have promised them
نَعِدُهُمْ
onları tehdidettiğimiz
or
أَوْ
yahut
We cause you to die
نَتَوَفَّيَنَّكَ
seni vefat ettiririz
then to Us
فَإِلَيْنَا
sonunda bize
they will be returned
يُرْجَعُونَ
döndürüleceklerdir

faṣbir inne va`de-llâhi ḥaḳḳun. feimmâ nüriyenneke ba`ḍa-lleẕî ne`idühüm ev neteveffeyenneke feileynâ yürce`ûn. (Ghāfir 40:77)

Diyanet Isleri:

Sabret; şüphesiz Allah'ın verdiği söz gerçektir. Onlara söz verdiğimiz azabın bir kısmını sana gösteririz veya seni öldürürüz, nasıl olsa onların dönüşü Bizedir.

English Sahih:

So be patient, [O Muhammad]; indeed, the promise of Allah is truth. And whether We show you some of what We have promised them or We take you in death, it is to Us they will be returned. ([40] Ghafir : 77)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Artık sabret, şüphe yok ki Allah'ın vaadi gerçektir. Derken ya onlara vaadettiğimiz şeylerin bazısını göstereceğiz sana, yahut da seni öldüreceğiz, derken hepsi de dönüp tapımıza gelecekler.