وَاَمَّا ثَمُوْدُ فَهَدَيْنٰهُمْ فَاسْتَحَبُّوا الْعَمٰى عَلَى الْهُدٰى فَاَخَذَتْهُمْ صٰعِقَةُ الْعَذَابِ الْهُوْنِ بِمَا كَانُوْا يَكْسِبُوْنَ ۚ ( فصلت: ١٧ )
veemmâ ŝemûdü fehedeynâhüm festeḥabbü-l`amâ `ale-lhüdâ feeḫaẕethüm ṣâ`iḳatü-l`aẕâbi-lhûni bimâ kânû yeksibûn. (Fuṣṣilat 41:17)
Diyanet Isleri:
Semud milletine, doğru yolu göstermiştik, ama onlar körlüğü, doğru yolda gitmeye tercih ettiler. Kazandıklarının karşılığı olarak onları alçaltıcı azabın yıldırımı çarptı.
English Sahih:
And as for Thamud, We guided them, but they preferred blindness over guidance, so the thunderbolt of humiliating punishment seized them for what they used to earn. ([41] Fussilat : 17)
1 Abdulbaki Gölpınarlı
Semud'aysa doğru yolu gösterdik de onlar, körlüğü, hidayetten üstün görüp sevdiler, onları da, kazandıklarına karşılık aşağılatıcı bir azabın gelip çatıvermesiyle helak ettim.