وَضَلَّ عَنْهُمْ مَّا كَانُوْا يَدْعُوْنَ مِنْ قَبْلُ وَظَنُّوْا مَا لَهُمْ مِّنْ مَّحِيْصٍ ( فصلت: ٤٨ )
And lost
وَضَلَّ
ve sapıp gitmiştir
from them
عَنْهُم
onlardan
what
مَّا
şeyler
they were
كَانُوا۟
oldukları
invoking
يَدْعُونَ
yalvarıp duruyor(lar)
before before
مِن قَبْلُۖ
önceden
and they (will) be certain
وَظَنُّوا۟
ve onlar anlamışlardır
(that) not
مَا
olmadığını
for them
لَهُم
kendileri için
any
مِّن
hiçbir
place of escape
مَّحِيصٍ
kaçacak yer
veḍalle `anhüm mâ kânû yed`ûne min ḳablü veżannû mâ lehüm mim meḥîṣ. (Fuṣṣilat 41:48)
Diyanet Isleri:
Önceden yalvarıp durdukları şeyler onlardan uzaklaşmıştır. Kendilerinin kaçacak yerleri olmadığını anlamışlardır.
English Sahih:
And lost from them will be those they were invoking before, and they will be certain that they have no place of escape. ([41] Fussilat : 48)
1 Abdulbaki Gölpınarlı
Ve önceden çağırdıkları putlar, gözlerinden kaybolup gitmiştir ve onlar, kaçıp sığınacakları bir yerleri olmadığını da iyideniyiye anlamışlardır.