Skip to main content

وَمَا نُرِيْهِمْ مِّنْ اٰيَةٍ اِلَّا هِيَ اَكْبَرُ مِنْ اُخْتِهَاۗ وَاَخَذْنٰهُمْ بِالْعَذَابِ لَعَلَّهُمْ يَرْجِعُوْنَ   ( الزخرف: ٤٨ )

And not
وَمَا
ve
We showed them
نُرِيهِم
onlara göstermeyiz
of
مِّنْ
hiçbir
a Sign
ءَايَةٍ
mu'cize
but
إِلَّا
başkasını
it
هِىَ
o
(was) greater
أَكْبَرُ
daha büyük (olandan)
than its sister
مِنْ أُخْتِهَاۖ
ötekinden
and We seized them
وَأَخَذْنَٰهُم
ve onları yakaladık
with the punishment
بِٱلْعَذَابِ
azab(lar) ile
so that they may
لَعَلَّهُمْ
umulur ki
return
يَرْجِعُونَ
dönerler

vemâ nürîhim min âyetin illâ hiye ekberu min uḫtihâ. veeḫaẕnâhüm bil`aẕâbi le`allehüm yerci`ûn. (az-Zukhruf 43:48)

Diyanet Isleri:

Onlara gösterdiğimiz her mucize diğerinden daha büyüktü; doğru yola dönmeleri için onları azaba uğrattık.

English Sahih:

And We showed them not a sign except that it was greater than its sister, and We seized them with affliction that perhaps they might return [to faith]. ([43] Az-Zukhruf : 48)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Onlara hiçbir delil göstermedik ki biri, öbüründen büyük olmasın ve tuttukları yoldan dönsünler diye de azaplandırdık onları.