Skip to main content

وَالْاَرْضَ مَدَدْنٰهَا وَاَلْقَيْنَا فِيْهَا رَوَاسِيَ وَاَنْۢبَتْنَا فِيْهَا مِنْ كُلِّ زَوْجٍۢ بَهِيْجٍۙ   ( ق: ٧ )

And the earth
وَٱلْأَرْضَ
ve arzı
We have spread it out
مَدَدْنَٰهَا
yaydık onu
and cast
وَأَلْقَيْنَا
ve attık
therein
فِيهَا
ona
firmly set mountains
رَوَٰسِىَ
sağlam dağlar
and We made to grow
وَأَنۢبَتْنَا
ve bitirdik
therein
فِيهَا
onda
of
مِن
her-ten
every kind
كُلِّ زَوْجٍۭ
her
beautiful
بَهِيجٍ
güzel

vel'arḍa medednâhâ veelḳaynâ fîhâ ravâsiye veembetnâ fîhâ min külli zevcim behîc. (Q̈āf 50:7)

Diyanet Isleri:

Allah'a yönelen her kula öğüt ve bir belge olarak yeryüzünü yaydık, oraya sabit dağlar yerleştirdik, orada her güzel türden yetiştirdik.

English Sahih:

And the earth – We spread it out and cast therein firmly set mountains and made grow therein [something] of every beautiful kind, ([50] Qaf : 7)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Ve yeryüzünü nasıl yaydık ve oraya metin dağlar koyduk ve orada, gözler, gönüller açan güzelim nebatları çifterçiftter bitirdik.