Skip to main content

يَوْمَ تَرَى الْمُؤْمِنِيْنَ وَالْمُؤْمِنٰتِ يَسْعٰى نُوْرُهُمْ بَيْنَ اَيْدِيْهِمْ وَبِاَيْمَانِهِمْ بُشْرٰىكُمُ الْيَوْمَ جَنّٰتٌ تَجْرِيْ مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهٰرُ خٰلِدِيْنَ فِيْهَاۗ ذٰلِكَ هُوَ الْفَوْزُ الْعَظِيْمُۚ   ( الحديد: ١٢ )

(On the) Day
يَوْمَ
o gün
you will see
تَرَى
görürsün
the believing men
ٱلْمُؤْمِنِينَ
inanan erkekleri
and the believing women
وَٱلْمُؤْمِنَٰتِ
ve inanan kadınları
running
يَسْعَىٰ
koşar durumda
their light
نُورُهُم
ışıkları
before them
بَيْنَ
önlerinde
before them
أَيْدِيهِمْ
önlerinde
and on their right
وَبِأَيْمَٰنِهِم
ve sağlarında
"Glad tidings for you
بُشْرَىٰكُمُ
müjdeniz
this Day
ٱلْيَوْمَ
bugün
gardens
جَنَّٰتٌ
cennetlerdir
flowing
تَجْرِى
akan
from underneath it
مِن تَحْتِهَا
altlarından
the rivers
ٱلْأَنْهَٰرُ
ırmaklar
abiding forever
خَٰلِدِينَ
ebedi kalacağınız
therein
فِيهَاۚ
içinde
That
ذَٰلِكَ
işte budur
[it] (is)
هُوَ
o
the success
ٱلْفَوْزُ
başarı
the great"
ٱلْعَظِيمُ
büyük

yevme tera-lmü'minîne velmü'minâti yes`â nûruhüm beyne eydîhim vebieymânihim büşrâkümü-lyevme cennâtün tecrî min taḥtihe-l'enhâru ḫâlidîne fîhâ. ẕâlike hüve-lfevzü-l`ażîm. (al-Ḥadīd 57:12)

Diyanet Isleri:

İnanmış erkek ve kadınları, defterleri sağdan verilmiş ve ışıkları önlerinde olarak giderken gördüğün gün onlara şöyle denecektir: "Müjde; bugün içlerinden ırmaklar akan, içinde temelli kalacağınız cennetler sizindir." İşte bu büyük kurtuluştur.

English Sahih:

On the Day you see the believing men and believing women, their light proceeding before them and on their right, [it will be said], "Your good tidings today are [of] gardens beneath which rivers flow, wherein you will abide eternally." That is what is the great attainment. ([57] Al-Hadid : 12)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

O gün görürsün ki erkek ve kadın, inananların nurları, önlerinde ve sağlarında parlayıp koşmada; müjde bugün size; kıyılarından ırmaklar akan cennetlerde ebedi olarak kalacaksınız ve bu, en büyük kutluğun, murada erişin ve başarının ta kendisidir.