Skip to main content
bismillah

سَبَّحَ
tesbih etmiştir
لِلَّهِ
Allah'ı
مَا
her şey
فِى
bulunan
ٱلسَّمَٰوَٰتِ
göklerde
وَٱلْأَرْضِۖ
ve yerde
وَهُوَ
O
ٱلْعَزِيزُ
azizdir
ٱلْحَكِيمُ
hakimdir

sebbeḥa lillâhi mâ fi-ssemâvâti vel'arḍ. vehüve-l`azîzü-lḥakîm.

Göklerde ve yerde olanlar Allah'ı tesbih ederler. O güçlüdür, Hakim'dir.

Tefsir

لَهُۥ
O'nundur
مُلْكُ
mülkü
ٱلسَّمَٰوَٰتِ
göklerin
وَٱلْأَرْضِۖ
ve yerin
يُحْىِۦ
yaşatır
وَيُمِيتُۖ
ve öldürür
وَهُوَ
ve O
عَلَىٰ
üzerine
كُلِّ
her
شَىْءٍ
şey
قَدِيرٌ
kadirdir

lehû mülkü-ssemâvâti vel'arḍ. yuḥyî veyümît. vehüve `alâ külli şey'in ḳadîr.

Göklerin ve yerin hükümranlığı O'nundur; diriltir, öldürür. O, her şeye Kadir'dir.

Tefsir

هُوَ
O
ٱلْأَوَّلُ
ilktir
وَٱلْءَاخِرُ
ve sondur
وَٱلظَّٰهِرُ
ve zahirdir
وَٱلْبَاطِنُۖ
ve batındır
وَهُوَ
ve O
بِكُلِّ
her
شَىْءٍ
şeyi
عَلِيمٌ
bilendir

hüve-l'evvelü vel'âḫiru veżżâhiru velbâṭin. vehüve bikülli şey'in `alîm.

O her şeyden öncedir; kendisinden sonraya hiçbir şeyin kalmayacağı son'dur; varlığı aşikardır; gerçek mahiyeti insan için gizlidir. O her şeyi bilir.

Tefsir

هُوَ
O'dur
ٱلَّذِى خَلَقَ
yaratan
ٱلسَّمَٰوَٰتِ
gökleri
وَٱلْأَرْضَ
ve yeri
فِى سِتَّةِ
altı
أَيَّامٍ
günde
ثُمَّ
sonra
ٱسْتَوَىٰ
oturan
عَلَى
üzerine
ٱلْعَرْشِۚ
Arş
يَعْلَمُ
bilir
مَا
şeyi
يَلِجُ
giren
فِى ٱلْأَرْضِ
yere
وَمَا
ve şeyi
يَخْرُجُ
çıkan
مِنْهَا
ondan
وَمَا
ve şeyi
يَنزِلُ
inen
مِنَ ٱلسَّمَآءِ
gökten
وَمَا
ve şeyi
يَعْرُجُ
çıkan
فِيهَاۖ
ona
وَهُوَ
ve O
مَعَكُمْ
sizinle beraberdir
أَيْنَ
nerede
مَا كُنتُمْۚ
olsanız
وَٱللَّهُ
Allah
بِمَا
şeyleri
تَعْمَلُونَ
yaptıklarınız
بَصِيرٌ
görmektedir

hüve-lleẕî ḫaleḳa-ssemâvâti vel'arḍa fî sitteti eyyâmin ŝümme-stevâ `ale-l`arş. ya`lemü mâ yelicü fi-l'arḍi vemâ yaḫrucü minhâ vemâ yenzilü mine-ssemâi vemâ ya`rucü fîhâ. vehüve me`aküm eyne mâ küntüm. vellâhü bimâ ta`melûne beṣîr.

Gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra arşa hükmeden, yere gireni ve ondan çıkanı, gökten ineni ve oraya yükseleni bilen O'dur. Nerede olursanız olun, O, sizinle beraberdir. Allah yaptıklarınızı görür.

Tefsir

لَّهُۥ
O'nundur
مُلْكُ
mülkü
ٱلسَّمَٰوَٰتِ
göklerin
وَٱلْأَرْضِۚ
ve yerin
وَإِلَى
ve
ٱللَّهِ
Allah'a
تُرْجَعُ
döndürülecektir
ٱلْأُمُورُ
bütün işler

lehû mülkü-ssemâvâti vel'arḍ. veile-llâhi türce`u-l'ümûr.

Göklerin ve yerin hükümranlığı O'nundur. Bütün işler Allah'a döndürülür.

Tefsir

يُولِجُ
sokar
ٱلَّيْلَ
geceyi
فِى
içine
ٱلنَّهَارِ
gündüzün
وَيُولِجُ
ve sokar
ٱلنَّهَارَ
gündüzü
فِى
içine
ٱلَّيْلِۚ
gecenin
وَهُوَ
ve O
عَلِيمٌۢ
bilir
بِذَاتِ
özünü
ٱلصُّدُورِ
göğüslerin

yûlicü-lleyle fi-nnehâri veyûlicü-nnehâra fi-lleyl. vehüve `alîmüm biẕâti-ṣṣudûr.

Geceyi gündüze katar, gündüzü geceye katar; O kalblerde olanı bilendir.

Tefsir

ءَامِنُوا۟
inanın
بِٱللَّهِ
Allah'a
وَرَسُولِهِۦ
ve Elçisine
وَأَنفِقُوا۟
ve infak edin
مِمَّا
şeylerden
جَعَلَكُم
sizi kıldığı
مُّسْتَخْلَفِينَ
hakim
فِيهِۖ
onda
فَٱلَّذِينَ
kimselere
ءَامَنُوا۟
inanan(lara)
مِنكُمْ
sizden
وَأَنفَقُوا۟
ve infak edenlere
لَهُمْ
onlar için vardır
أَجْرٌ
mükafat
كَبِيرٌ
büyük

âminû billâhi verasûlihî veenfiḳû mimmâ ce`aleküm müstaḫlefîne fîh. felleẕîne âmenû minküm veenfeḳû lehüm ecrun kebîr.

Ey insanlar! Allah'a ve Peygamberine inanın; sizi varis kıldığı şeylerden sarfedin; aranızdan, inanıp da sarfeden kimselere büyük ecir vardır

Tefsir

وَمَا
ve ne?
لَكُمْ
oluyor size
لَا تُؤْمِنُونَ
güvenmiyorsunuz
بِٱللَّهِۙ
Allah'a
وَٱلرَّسُولُ
ve elçi
يَدْعُوكُمْ
sizi çağırdığı (halde)
لِتُؤْمِنُوا۟
inanmağa
بِرَبِّكُمْ
Rabbinize
وَقَدْ
ve muhakkak
أَخَذَ
aldığı (halde)
مِيثَٰقَكُمْ
sizin sağlam sözünüzü
إِن
eğer
كُنتُم
iseniz
مُّؤْمِنِينَ
inananlar

vemâ leküm lâ tü'minûne billâh. verrasûlü yed`ûküm litü'minû birabbiküm veḳad eḫaẕe mîŝâḳaküm in küntüm mü'minîn.

Peygamber sizi, Rabbinize inanmaya çağırdığı halde, Allah'a niçin inanmazsınız? Hem O, sizden söz almıştı, inanmışlar iseniz; bu çağrıya koşun.

Tefsir

هُوَ
O'dur
ٱلَّذِى يُنَزِّلُ
indiren
عَلَىٰ
üzerine
عَبْدِهِۦٓ
kulu
ءَايَٰتٍۭ
ayetler
بَيِّنَٰتٍ
açık açık
لِّيُخْرِجَكُم
sizi çıkarmak için
مِّنَ ٱلظُّلُمَٰتِ
karanlıklardan
إِلَى ٱلنُّورِۚ
aydınlığa
وَإِنَّ
ve şüphesiz
ٱللَّهَ
Allah
بِكُمْ
size karşı
لَرَءُوفٌ
çok şefkatlidir
رَّحِيمٌ
çok merhametlidir

hüve-lleẕî yünezzilü `alâ `abdihî âyâtim beyyinâtil liyuḫriceküm mine-żżulümâti ile-nnûr. veinne-llâhe biküm leraûfür raḥîm.

Sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için kuluna, apaçık ayetler indiren O'dur. Doğrusu Allah size karşı şefkatlidir, merhametlidir.

Tefsir

وَمَا
ve ne?
لَكُمْ
oluyor size
أَلَّا تُنفِقُوا۟
infak etmiyorsunuz
فِى سَبِيلِ
yolunda
ٱللَّهِ
Allah
وَلِلَّهِ
zaten Allah'ındır
مِيرَٰثُ
mirası
ٱلسَّمَٰوَٰتِ
göklerin
وَٱلْأَرْضِۚ
ve yerin
لَا يَسْتَوِى
bir olmaz
مِنكُم
içinizden
مَّنْ
kimseler
أَنفَقَ
infak eden
مِن قَبْلِ
önce
ٱلْفَتْحِ
fetihden
وَقَٰتَلَۚ
ve savaşanlar
أُو۟لَٰٓئِكَ
onların
أَعْظَمُ
daha büyüktür
دَرَجَةً
derecesi
مِّنَ ٱلَّذِينَ
kimselerden
أَنفَقُوا۟
infak eden(ler)
مِنۢ بَعْدُ
sonradan
وَقَٰتَلُوا۟ۚ
ve savaşanlar(dan)
وَكُلًّا
ve hepsine
وَعَدَ
va'detmiştir
ٱللَّهُ
Allah
ٱلْحُسْنَىٰۚ
en güzel (sonucu)
وَٱللَّهُ
ve Allah
بِمَا
şeyleri
تَعْمَلُونَ
yaptıklarınız
خَبِيرٌ
haber almaktadır

vemâ leküm ellâ tünfiḳû fî sebîli-llâhi velillâhi mîrâŝü-ssemâvâti vel'arḍ. lâ yestevî minküm men enfeḳa min ḳabli-lfetḥi veḳâtel. ülâike a`żamü deracetem mine-lleẕîne enfeḳû mim ba`dü veḳâtelû. veküllev ve`ade-llâhü-lḥusnâ. vellâhü bimâ ta`melûne ḫabîr.

Göklerin ve yerin mirasçısı Allah olduğu halde, Allah yolunda siz niçin sarf etmiyorsunuz? İçinizden Mekke'nin fethinden önce sarfeden ve savaşan kimseler, daha sonra sarfedip savaşan kimselerle bir değildirler, öncekiler daha üstün derecededirler. Allah, hepsine cenneti vadetmiştir. Allah, işlediklerinizden haberdardır.

Tefsir
Kuran bilgisi :
Hadid
القرآن الكريم:الحديد
Ayet Sajdah (سجدة):-
suresi (latin):Al-Hadid
sayı Suresi:57
Genel Toplam ayet:29
Toplam kelimeler:544
Toplam karakter:2476
sayı Ruku:4
yer:Medine
Azalan Sipariş:94
Ayetten Başlarken:5075