Skip to main content

مَّن
kimdir?
ذَا ٱلَّذِى
olan kimse
يُقْرِضُ
borç verecek
ٱللَّهَ
Allah'a
قَرْضًا
bir borç ile
حَسَنًا
güzel
فَيُضَٰعِفَهُۥ
ki o kat kat artırsın
لَهُۥ
ona
وَلَهُۥٓ
ve onun için (versin)
أَجْرٌ
bir mükafat
كَرِيمٌ
değerli

men ẕe-lleẕî yuḳriḍu-llâhe ḳarḍan ḥasenen feyüḍâ`ifehû lehû velehû ecrun kerîm.

Allah'a kim güzel bir ödünç takdiminde bulunursa, Allah karşılığını kat kat verir, ona cömertçe verilecek bir ecir de vardır.

Tefsir

يَوْمَ
o gün
تَرَى
görürsün
ٱلْمُؤْمِنِينَ
inanan erkekleri
وَٱلْمُؤْمِنَٰتِ
ve inanan kadınları
يَسْعَىٰ
koşar durumda
نُورُهُم
ışıkları
بَيْنَ
önlerinde
أَيْدِيهِمْ
önlerinde
وَبِأَيْمَٰنِهِم
ve sağlarında
بُشْرَىٰكُمُ
müjdeniz
ٱلْيَوْمَ
bugün
جَنَّٰتٌ
cennetlerdir
تَجْرِى
akan
مِن تَحْتِهَا
altlarından
ٱلْأَنْهَٰرُ
ırmaklar
خَٰلِدِينَ
ebedi kalacağınız
فِيهَاۚ
içinde
ذَٰلِكَ
işte budur
هُوَ
o
ٱلْفَوْزُ
başarı
ٱلْعَظِيمُ
büyük

yevme tera-lmü'minîne velmü'minâti yes`â nûruhüm beyne eydîhim vebieymânihim büşrâkümü-lyevme cennâtün tecrî min taḥtihe-l'enhâru ḫâlidîne fîhâ. ẕâlike hüve-lfevzü-l`ażîm.

İnanmış erkek ve kadınları, defterleri sağdan verilmiş ve ışıkları önlerinde olarak giderken gördüğün gün onlara şöyle denecektir: "Müjde; bugün içlerinden ırmaklar akan, içinde temelli kalacağınız cennetler sizindir." İşte bu büyük kurtuluştur.

Tefsir

يَوْمَ
o gün
يَقُولُ
derler ki
ٱلْمُنَٰفِقُونَ
münafık erkekler
وَٱلْمُنَٰفِقَٰتُ
ve münafık kadınlar
لِلَّذِينَ ءَامَنُوا۟
mü'minlere
ٱنظُرُونَا
bize bakın
نَقْتَبِسْ
yararlanalım
مِن نُّورِكُمْ
sizin nurunuzdan
قِيلَ
denilir ki
ٱرْجِعُوا۟
dönün
وَرَآءَكُمْ
arkanıza
فَٱلْتَمِسُوا۟
ve arayın
نُورًا
nur
فَضُرِبَ
sonra çekilir
بَيْنَهُم
aralarına
بِسُورٍ
bir sur
لَّهُۥ
olan
بَابٌۢ
kapısı
بَاطِنُهُۥ
onun içinde
فِيهِ
vardır
ٱلرَّحْمَةُ
rahmet
وَظَٰهِرُهُۥ
ve dış
مِن قِبَلِهِ
yönünde
ٱلْعَذَابُ
azab

yevme yeḳûlü-lmünâfiḳûne velmünâfiḳâtü lilleẕîne âmenü-nżurûnâ naḳtebis min nûriküm ḳîle-rci`û verâeküm feltemisû nûrâ. feḍuribe beynehüm bisûril lehû bâb. bâṭinühû fîhi-rraḥmetü veżâhiruhû min ḳibelihi-l`aẕâb.

İkiyüzlü erkek ve kadınlar müminlere: "Bizi de gözetin; ışığınızdan faydalanalım" dedikleri gün, onlara: "Ardınıza dönün de ışık arayın" denir; inananlarla ikiyüzlüler arasına, kapısının içinde rahmet ve dışında azap olan bir sur çekilir.

Tefsir

يُنَادُونَهُمْ
onlara seslenirler
أَلَمْ نَكُن
değil miydik?
مَّعَكُمْۖ
sizinle beraber
قَالُوا۟
derler ki
بَلَىٰ
evet
وَلَٰكِنَّكُمْ
ama siz
فَتَنتُمْ
kötülük ettiniz
أَنفُسَكُمْ
kendi canlarınıza
وَتَرَبَّصْتُمْ
ve beklediniz
وَٱرْتَبْتُمْ
ve kuşkulandınız
وَغَرَّتْكُمُ
ve sizi aldattı
ٱلْأَمَانِىُّ
kuruntular
حَتَّىٰ
kadar
جَآءَ
gelinceye
أَمْرُ
emri (ölüm)
ٱللَّهِ
Allah'ın
وَغَرَّكُم
ve sizi aldattı
بِٱللَّهِ
Allah(ın affı) ile
ٱلْغَرُورُ
çok aldatıcı (şeytan)

yünâdûnehüm elem neküm me`aküm. ḳâlû belâ velâkinneküm fetentüm enfüseküm veterabbaṣtüm vertebtüm vegarratkümü-l'emâniyyü ḥattâ câe emru-llâhi vegarraküm billâhi-lgarûr.

İkiyüzlüler, inananlara: "Biz sizinle beraber değil miydik" diye seslenirler. Onlar: "Evet öyle; fakat sizler kendinizi aldattınız, bize pusu kurdunuz, Allah'ın buyruğu gelene kadar dinde şüpheye düştünüz; sizi kuruntular aldattı; sizi şeytanlar Allah'a karşı da ayarttı."

Tefsir

فَٱلْيَوْمَ
bugün artık
لَا يُؤْخَذُ
alınmaz
مِنكُمْ
sizden
فِدْيَةٌ
fidye
وَلَا
ne de
مِنَ ٱلَّذِينَ
kimselerden
كَفَرُوا۟ۚ
inkar eden(ler)
مَأْوَىٰكُمُ
varacağınız yer
ٱلنَّارُۖ
ateştir
هِىَ
odur
مَوْلَىٰكُمْۖ
sizin layığınız
وَبِئْسَ
ne kötü
ٱلْمَصِيرُ
gidilecek yerdir orası

felyevme lâ yü'ḫaẕü minküm fidyetüv velâ mine-lleẕîne keferû. me'vâkümü-nnâr. hiye mevlâküm. vebi'se-lmeṣîr.

Bugün sizden ve inkar edenlerden fidye kabul edilmez; varacağınız yer ateştir, layığınız orasıdır; ne kötü bir dönüştür!

Tefsir

أَلَمْ يَأْنِ
vakti gelmedi mi?
لِلَّذِينَ
için
ءَامَنُوٓا۟
inananlar
أَن تَخْشَعَ
saygı duymasının
قُلُوبُهُمْ
kalblerinin
لِذِكْرِ
zikrine
ٱللَّهِ
Allah'ın
وَمَا
ve şeye
نَزَلَ
inananlar
مِنَ ٱلْحَقِّ
haktan
وَلَا
ve
يَكُونُوا۟
olmasınlar
كَٱلَّذِينَ
kimseler gibi
أُوتُوا۟
verilen
ٱلْكِتَٰبَ
Kitap
مِن قَبْلُ
bundan önce
فَطَالَ
ve geçen
عَلَيْهِمُ
üzerlerinden
ٱلْأَمَدُ
uzun zaman
فَقَسَتْ
ve katılaşan
قُلُوبُهُمْۖ
kalbleri
وَكَثِيرٌ
ve çoğu
مِّنْهُمْ
onların
فَٰسِقُونَ
yoldan çıkmıştır

elem ye'ni lilleẕîne âmenû en taḫşe`a ḳulûbühüm liẕikri-llâhi vemâ nezele mine-lḥaḳḳi velâ yekûnû kelleẕîne ûtü-lkitâbe min ḳablü feṭâle `aleyhimü-l'emedü feḳaset ḳulûbühüm. vekeŝîrum minhüm fâsiḳûn.

İnananların gönüllerinin Allah'ı anması ve O'ndan inen gerçeğe içten bağlanması zamanı daha gelmedi mi? Onlar, daha önce kendilerine kitap verilenler gibi olmasınlar; onların üzerinden uzun zaman geçti de kalbleri katılaştı; çoğu, yoldan çıkmış kimselerdir.

Tefsir

ٱعْلَمُوٓا۟
biliniz ki
أَنَّ
şüphesiz
ٱللَّهَ
Allah
يُحْىِ
diriltir
ٱلْأَرْضَ
yeri
بَعْدَ
sonra
مَوْتِهَاۚ
ölümünden
قَدْ
andolsun
بَيَّنَّا
açıkladık
لَكُمُ
size
ٱلْءَايَٰتِ
ayetleri;
لَعَلَّكُمْ
umulur ki
تَعْقِلُونَ
aklınızı kullanırsınız

i`lemû enne-llâhe yuḥyi-l'arḍa ba`de mevtihâ. ḳad beyyennâ lekümü-l'âyâti le`alleküm ta`ḳilûn.

Allah'ın, yeryüzünü ölümünden sonra dirilttiğini bilin; size, akledesiniz diye açık açık deliller anlattık.

Tefsir

إِنَّ
şüphesiz
ٱلْمُصَّدِّقِينَ
sadaka veren erkekler
وَٱلْمُصَّدِّقَٰتِ
ve sadaka veren kadınlar
وَأَقْرَضُوا۟
ve borç verenler
ٱللَّهَ
Allah'a
قَرْضًا
bir borçla
حَسَنًا
güzel
يُضَٰعَفُ
kat kat yapılır
لَهُمْ
onlara
وَلَهُمْ
ve onlar için vardır
أَجْرٌ
bir mükafat
كَرِيمٌ
değerli

inne-lmüṣṣaddiḳîne velmüṣṣaddiḳâti veaḳraḍu-llâhe ḳarḍan ḥaseney yüḍâ`afü lehüm velehüm ecrun kerîm.

Doğrusu, sadaka veren erkek ve kadınlara, Allah'a güzel bir takdimde bulunanlara kat kat karşılık verilir; onlara cömertçe verilecek bir ecir vardır.

Tefsir

وَٱلَّذِينَ
ve kimseler
ءَامَنُوا۟
inananlar
بِٱللَّهِ
Allah'a
وَرُسُلِهِۦٓ
ve elçilerine
أُو۟لَٰٓئِكَ
işte
هُمُ
onlardır
ٱلصِّدِّيقُونَۖ
sıddikler
وَٱلشُّهَدَآءُ
ve şehidler
عِندَ
yanında
رَبِّهِمْ
Rableri
لَهُمْ
onların vardır
أَجْرُهُمْ
mükafatları
وَنُورُهُمْۖ
ve nurları
وَٱلَّذِينَ
ve kimseler
كَفَرُوا۟
inkar eden(ler)
وَكَذَّبُوا۟
ve yalanlayanlar
بِـَٔايَٰتِنَآ
ayetlerimizi
أُو۟لَٰٓئِكَ
onlar
أَصْحَٰبُ
halkıdır
ٱلْجَحِيمِ
cehennem

velleẕîne âmenû billâhi verusülihî ülâike hümu-ṣṣiddîḳûn. veşşühedâü `inde rabbihim. lehüm ecruhüm venûruhüm. velleẕîne keferû vekeẕẕebû biâyâtinâ ülâike aṣḥâbü-lceḥîm.

Allah'a ve peygamberlerine inananlara, dosdoğru olanlara ve Allah yolunda şehit düşenlere, işte onlara, Rableri katında nur ve ecir vardır. İnkar edip ayetlerimizi yalanlayanlar, işte onlar da, cehennemlik olanlardır.

Tefsir

ٱعْلَمُوٓا۟
bilin ki
أَنَّمَا
şüphesiz
ٱلْحَيَوٰةُ
hayatı
ٱلدُّنْيَا
dünya
لَعِبٌ
bir oyundur
وَلَهْوٌ
ve eğlencedir
وَزِينَةٌ
ve süstür
وَتَفَاخُرٌۢ
ve övünmedir
بَيْنَكُمْ
kendi aranızda
وَتَكَاثُرٌ
çoğaltma yarışıdır
فِى ٱلْأَمْوَٰلِ
malda
وَٱلْأَوْلَٰدِۖ
ve evladda
كَمَثَلِ
tıpkı şuna benzer
غَيْثٍ
bir yağmura
أَعْجَبَ
hoşuna giden
ٱلْكُفَّارَ
ekincilerin
نَبَاتُهُۥ
bitirdiği ot
ثُمَّ
sonra
يَهِيجُ
kurur
فَتَرَىٰهُ
onu görürsün
مُصْفَرًّا
sapsarı
ثُمَّ
sonra
يَكُونُ
olur
حُطَٰمًاۖ
çerçöp
وَفِى
ise vardır
ٱلْءَاخِرَةِ
ahirette
عَذَابٌ
bir azab
شَدِيدٌ
çetin
وَمَغْفِرَةٌ
ve mağfiret
مِّنَ ٱللَّهِ
Allahtan
وَرِضْوَٰنٌۚ
ve rıza
وَمَا
ve değildir
ٱلْحَيَوٰةُ
hayatı
ٱلدُّنْيَآ
dünya
إِلَّا
başka bir şey
مَتَٰعُ
bir zevkten
ٱلْغُرُورِ
aldatıcı

i`lemû enneme-lḥayâtü-ddünyâ le`ibüv velehvüv vezînetüv vetefâḫurum beyneküm vetekâŝürun fi-l'emvâli vel'evlâd. kemeŝeli gayŝin a`cebe-lküffâra nebâtühû ŝümme yehîcü feterâhü muṣferran ŝümme yekûnü ḥuṭâmâ. vefi-l'âḫirati `aẕâbün şedîdüv vemagfiratüm mine-llâhi veriḍvân. veme-lḥayâtü-ddünyâ illâ metâ`u-lgurûr.

Bilin ki, dünya hayatı oyun, oyalanma, süslenme, aranızda övünme ve daha çok mal ve çocuk sahibi olmaktan ibarettir. Bu, yağmurun bitirdiği, ekicilerin de hoşuna giden bir bitkiye benzer; sonra kurur, sapsarı olduğu görülür, sonra çerçöp olur. Ahirette çetin azap da vardır. Allah'ın hoşnudluğu ve bağışlaması da vardır; dünya hayatı ise sadece aldatıcı bir geçinmedir.

Tefsir