وَلَقَدْ جِئْتُمُوْنَا فُرَادٰى كَمَا خَلَقْنٰكُمْ اَوَّلَ مَرَّةٍ وَّتَرَكْتُمْ مَّا خَوَّلْنٰكُمْ وَرَاۤءَ ظُهُوْرِكُمْۚ وَمَا نَرٰى مَعَكُمْ شُفَعَاۤءَكُمُ الَّذِيْنَ زَعَمْتُمْ اَنَّهُمْ فِيْكُمْ شُرَكٰۤؤُا ۗ لَقَدْ تَّقَطَّعَ بَيْنَكُمْ وَضَلَّ عَنْكُمْ مَّا كُنْتُمْ تَزْعُمُوْنَ ࣖ ( الأنعام: ٩٤ )
veleḳad ci'tümûnâ fürâdâ kemâ ḫalaḳnâküm evvele merrativ veteraktüm mâ ḫavvelnâküm verâe żuhûriküm. vemâ nerâ me`aküm şüfe`âekümü-lleẕîne za`amtüm ennehüm fîküm şürakâ'. leḳat teḳaṭṭa`a beyneküm veḍalle `anküm mâ küntüm tez`umûn. (al-ʾAnʿām 6:94)
Diyanet Isleri:
Onlara: "And olsun ki, sizi ilk defa yarattığımız gibi size verdiklerimizi ardınızda bırakarak bize birer birer geldiniz; içinizde Allah'ın ortakları olduğunu sandığınız şefaatçılarınızı beraber görmüyoruz. And olsun ki aranızdaki bağlar kopmuş, ortak sandıklarınız sizden ayrılmışlardır" denecek.
English Sahih:
[It will be said to them], "And you have certainly come to Us alone [i.e., individually] as We created you the first time, and you have left whatever We bestowed upon you behind you. And We do not see with you your 'intercessors' which you claimed that they were among you associates [of Allah]. It has [all] been severed between you, and lost from you is what you used to claim." ([6] Al-An'am : 94)
1 Abdulbaki Gölpınarlı
Andolsun ki size verdiğimiz her şeyi arkanızda bırakmışsınız da sizi evvelce nasıl yarattıysak tıpkı onun gibi tek başınıza, yapayalnız huzurumuza gelmişsiniz. Sizce Tanrıya eş olan şefaatçilerimizi de yanınızda görmüyoruz. Aranızdaki bağlar, tamamıyla kopmuş, boşuna umduklarınız elinizden çıkmış, kaybolup gitmiştir.