Skip to main content

قَالُوْا بَلٰى قَدْ جَاۤءَنَا نَذِيْرٌ ەۙ فَكَذَّبْنَا وَقُلْنَا مَا نَزَّلَ اللّٰهُ مِنْ شَيْءٍۖ اِنْ اَنْتُمْ اِلَّا فِيْ ضَلٰلٍ كَبِيْرٍ  ( الملك: ٩ )

They will say
قَالُوا۟
dediler
"Yes
بَلَىٰ
evet
indeed
قَدْ
andolsun
came to us
جَآءَنَا
bize geldi
a warner
نَذِيرٌ
uyarıcı
but we denied
فَكَذَّبْنَا
ama biz yalanladık
and we said
وَقُلْنَا
ve dedik ki
"Not has sent down
مَا نَزَّلَ
indirmedi
Allah
ٱللَّهُ
Allah
any
مِن
hiçbir
thing
شَىْءٍ
şey
Not
إِنْ
hayır
you (are)
أَنتُمْ
siz
but
إِلَّا
ancak
in
فِى
içindesiniz
error
ضَلَٰلٍ
bir sapıklık
great"
كَبِيرٍ
büyük

ḳâlû belâ ḳad câenâ neẕîrun fekeẕẕebnâ veḳulnâ mâ nezzele-llâhü min şey'. in entüm illâ fî ḍalâlin kebîr. (al-Mulk 67:9)

Diyanet Isleri:

Onlar: "Evet; doğrusu bize bir uyarıcı geldi, fakat biz yalanladık ve Allah hiçbir şey indirmemiştir, siz büyük bir sapıklık içindesiniz demiştik" derler.

English Sahih:

They will say, "Yes, a warner had come to us, but we denied and said, 'Allah has not sent down anything. You are not but in great error.'" ([67] Al-Mulk : 9)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Evet derler, andolsun ki geldi bize korkutucu da yalanladık onu ve Allah dedik, hiçbir şeyi indirmemiştir; siz ancak, pek büyük bir sapıklığa düşmüşsünüz.