اَفَاَمِنُوْٓا اَنْ تَأْتِيَهُمْ غَاشِيَةٌ مِّنْ عَذَابِ اللّٰهِ اَوْ تَأْتِيَهُمُ السَّاعَةُ بَغْتَةً وَّهُمْ لَا يَشْعُرُوْنَ ( يوسف: ١٠٧ )
Do they then feel secure
أَفَأَمِنُوٓا۟
onlar emin midirler?
(against) that comes to them
أَن تَأْتِيَهُمْ
kendilerine gelmeyeceğinden
an overwhelming
غَٰشِيَةٌ
sargın bir belanın
[of] punishment
مِّنْ عَذَابِ
azabından
(of) Allah
ٱللَّهِ
Alah'ın
or
أَوْ
veya
comes to them
تَأْتِيَهُمُ
kendilerine gelmeyeceğinden
the Hour
ٱلسَّاعَةُ
O sa'atin
suddenly
بَغْتَةً
ansızın
while they
وَهُمْ
ve onlar
(do) not
لَا
hiç
perceive?
يَشْعُرُونَ
farkında değillerken
efeeminû en te'tiyehüm gâşiyetüm min `aẕâbi-llâhi ev te'tiyehümü-ssâ`atü bagtetev vehüm lâ yeş`urûn. (Yūsuf 12:107)
Diyanet Isleri:
Allah tarafından, onları kuşatacak bir azaba uğramalarından veya farkına varmadan, kıyamet saatinin ansızın gelmesinden güvende midirler?
English Sahih:
Then do they feel secure that there will not come to them an overwhelming [aspect] of the punishment of Allah or that the Hour will not come upon them suddenly while they do not perceive? ([12] Yusuf : 107)
1 Abdulbaki Gölpınarlı
Yoksa onlar, herkesi gelip kaplayacak Allah azabından, yahut hiç haberleri yokken ansızın gelip çatacak kıyametten emin mi oluyorlar?