Skip to main content

يٰٓاَيُّهَا الَّذِيْنَ اٰمَنُوْا كُتِبَ عَلَيْكُمُ الصِّيَامُ كَمَا كُتِبَ عَلَى الَّذِيْنَ مِنْ قَبْلِكُمْ لَعَلَّكُمْ تَتَّقُوْنَۙ  ( البقرة: ١٨٣ )

O you
يَٰٓأَيُّهَا
ey
who
ٱلَّذِينَ
kimseler
believe[d]!
ءَامَنُوا۟
iman eden
Is prescribed
كُتِبَ
yazıldı
for you
عَلَيْكُمُ
sizin üzerinize de
[the] fasting
ٱلصِّيَامُ
oruç
as
كَمَا
gibi
was prescribed
كُتِبَ
yazıldığı
to
عَلَى
üzerine
those
ٱلَّذِينَ
kimseler
from before you
مِن قَبْلِكُمْ
sizden önceki(ler)
so that you may
لَعَلَّكُمْ
umulur ki siz
(become) righteous
تَتَّقُونَ
korunursunuz

yâ eyyühe-lleẕîne âmenû kütibe `aleykümu-ṣṣiyâmü kemâ kütibe `ale-lleẕîne min ḳabliküm le`alleküm tetteḳûn. (al-Baq̈arah 2:183)

Diyanet Isleri:

Ey İnananlar! Oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, Allah'a karşı gelmekten sakınasınız diye, size sayılı günlerde farz kılındı. İçinizden hasta olan veya yolculukta bulunan, tutamadığı günlerin sayısınca diğer günlerde tutar. Oruca dayanamıyanlar, bir düşkünü doyuracak kadar fidye verir. Kim gönülden iyilik yaparsa o iyilik kendisinedir. Oruç tutmanız eğer bilirseniz sizin için hayırlıdır.

English Sahih:

O you who have believed, decreed upon you is fasting as it was decreed upon those before you that you may become righteous – ([2] Al-Baqarah : 183)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Ey inananlar, kötülüklerden, şüpheli şeylerden korunmanız için oruç, sizden öncekilere farz edildiği gibi size de farz edilmiştir.