Skip to main content

وَظَلَّلْنَا عَلَيْكُمُ الْغَمَامَ وَاَنْزَلْنَا عَلَيْكُمُ الْمَنَّ وَالسَّلْوٰى ۗ كُلُوْا مِنْ طَيِّبٰتِ مَا رَزَقْنٰكُمْ ۗ وَمَا ظَلَمُوْنَا وَلٰكِنْ كَانُوْٓا اَنْفُسَهُمْ يَظْلِمُوْنَ  ( البقرة: ٥٧ )

And We shaded
وَظَلَّلْنَا
ve gölgelendirdik
[over] you
عَلَيْكُمُ
üstünüze
(with) [the] clouds
ٱلْغَمَامَ
bulutu
and We sent down
وَأَنزَلْنَا
ve indirdik
to you
عَلَيْكُمُ
size
[the] manna
ٱلْمَنَّ
kudret helvası
and [the] quails
وَٱلسَّلْوَىٰۖ
ve bıldırcın
"Eat
كُلُوا۟
yeyin
from (the) good things
مِن طَيِّبَٰتِ
güzelliklerden
that
مَا
şeyleri
We have provided you"
رَزَقْنَٰكُمْۖ
rızık olarak verdiğimiz
And not
وَمَا
ve değildi
they wronged Us
ظَلَمُونَا
bize zulmediyor
but
وَلَٰكِن
ama
they were
كَانُوٓا۟
idiler
(to) themselves
أَنفُسَهُمْ
kendilerine
doing wrong
يَظْلِمُونَ
zulmetmekteler

veżallelnâ `aleykümü-lgamâme veenzelnâ `aleykümü-lmenne vesselvâ. külû min ṭayyibâti mâ razaḳnâküm. vemâ żalemûnâ velâkin kânû enfüsehüm yażlimûn. (al-Baq̈arah 2:57)

Diyanet Isleri:

Bulutla sizi gölgelendirdik, kudret helvası ve bıldırcın indirdik, "Verdiğimiz rızıkların iyi ve güzel olanlarından yiyin" dedik. Onlar Bize değil, fakat kendilerine yazık ediyorlardı.

English Sahih:

And We shaded you with clouds and sent down to you manna and quails, [saying], "Eat from the good things with which We have provided you." And they wronged Us not – but they were [only] wronging themselves. ([2] Al-Baqarah : 57)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Bulutla gölgelendirmiştik sizi. Rızıklandırdığımız tertemiz şeylerden yiyin diye size kudret helvasıyla bıldırcın indirmiştik. Onlar, zulmü bize etmediler, kendilerine ettiler.