Skip to main content

وَمَآ اَرْسَلْنَا قَبْلَكَ اِلَّا رِجَالًا نُّوْحِيْٓ اِلَيْهِمْ فَسْـَٔلُوْٓا اَهْلَ الذِّكْرِ اِنْ كُنْتُمْ لَا تَعْلَمُوْنَ   ( الأنبياء: ٧ )

And not We sent
وَمَآ أَرْسَلْنَا
biz göndermedik
before you
قَبْلَكَ
senden önce
except
إِلَّا
başkasını
men
رِجَالًا
erkeklerden
We revealed
نُّوحِىٓ
vahyedilen
to them
إِلَيْهِمْۖ
kendilerine
So ask
فَسْـَٔلُوٓا۟
sorun
(the) people
أَهْلَ
ehline
(of) the Reminder
ٱلذِّكْرِ
Zikir
if
إِن
eğer
you
كُنتُمْ
idiyseniz
(do) not know
لَا تَعْلَمُونَ
bilmiyor

vemâ erselnâ ḳableke illâ ricâlen nûḥî ileyhim fes'elû ehle-ẕẕikri in küntüm lâ ta`lemûn. (al-ʾAnbiyāʾ 21:7)

Diyanet Isleri:

Senden önce de, kendilerine vahyettiğimiz adamlar gönderdik. Bilmiyorsanız kitablılara sorun.

English Sahih:

And We sent not before you, [O Muhammad], except men to whom We revealed [the message], so ask the people of the message [i.e., former scriptures] if you do not know. ([21] Al-Anbya : 7)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Senden önce de, kendilerine vahyettiğimiz erleri göndermiştik insanlara, bilmiyorsanız sorun kitap ehlinin bilginlerine.