Skip to main content

وَالَّذِيْنَ يُؤْتُوْنَ مَآ اٰتَوْا وَّقُلُوْبُهُمْ وَجِلَةٌ اَنَّهُمْ اِلٰى رَبِّهِمْ رٰجِعُوْنَ ۙ  ( المؤمنون: ٦٠ )

And those who
وَٱلَّذِينَ
ve onlar ki
give
يُؤْتُونَ
verirler
what
مَآ
şeyi
they give
ءَاتَوا۟
verdikleri
while their hearts
وَّقُلُوبُهُمْ
kalbleri
(are) fearful
وَجِلَةٌ
ürpererek
because they
أَنَّهُمْ
şüphesiz onlar
to their Lord
إِلَىٰ رَبِّهِمْ
Rablerinin huzuruna
(will) return
رَٰجِعُونَ
dönecekler

velleẕîne yü'tûne mâ âtev veḳulûbühüm veciletün ennehüm ilâ rabbihim râci`ûn. (al-Muʾminūn 23:60)

Diyanet Isleri:

Rablerinden korkarak titreyenler, Rablerinin ayetlerine inananlar, Rablerine eş koşmayanlar, Rablerine dönecekleri için kalbleri ürpererek vermeleri gerekeni verenler, işte onlar iyi işlerde yarış ederler, o uğurda ileri geçerler.

English Sahih:

And they who give what they give while their hearts are fearful because they will be returning to their Lord. ([23] Al-Mu'minun : 60)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Öyle kişilerdir onlar ki verecekleri neyse verirler ve yürekleri, şüphesiz olarak dönüp Rablerinin tapısına varacaklarını bildikleri için korkuyla dolar.