قُلْ مَا يَعْبَؤُا بِكُمْ رَبِّيْ لَوْلَا دُعَاۤؤُكُمْۚ فَقَدْ كَذَّبْتُمْ فَسَوْفَ يَكُوْنُ لِزَامًا ࣖ ( الفرقان: ٧٧ )
Say
قُلْ
de ki
"Not
مَا
ne diye?
will care
يَعْبَؤُا۟
değer versin
for you
بِكُمْ
size
my Lord
رَبِّى
Rabbim
if not
لَوْلَا
olmadıktan sonra
your prayer (is to Him)
دُعَآؤُكُمْۖ
du'anız (ibadetiniz)
But verily
فَقَدْ
andolsun
you have denied
كَذَّبْتُمْ
yalanladınız
so soon
فَسَوْفَ
bu yüzden
will be
يَكُونُ
olacaktır
the inevitable (punishment)"
لِزَامًۢا
(azab) kaçınılmaz
ḳul mâ ya`beü biküm rabbî levlâ dü`âüküm. feḳad keẕẕebtüm fesevfe yekûnü lizâmâ. (al-Furq̈ān 25:77)
Diyanet Isleri:
De ki: "İbadetiniz (duanız) olmasa Rabbim size ne diye değer versin?" Ey inkarcılar! Yalanladığınız için, azap yakanızı bırakmayacaktır.
English Sahih:
Say, "What would my Lord care for you if not for your supplication?" For you [disbelievers] have denied, so it [i.e., your denial] is going to be adherent. ([25] Al-Furqan : 77)
1 Abdulbaki Gölpınarlı
De ki: Sizi imana davet etmeseydi ne değeriniz olabilirdi Rabbimin katında; ama siz gerçekten de yalanladınız tebliğ edilenleri, artık azaplandırmak gerekmekte sizi.