Skip to main content

اَلَّا يَسْجُدُوْا لِلّٰهِ الَّذِيْ يُخْرِجُ الْخَبْءَ فِى السَّمٰوٰتِ وَالْاَرْضِ وَيَعْلَمُ مَا تُخْفُوْنَ وَمَا تُعْلِنُوْنَ   ( النمل: ٢٥ )

That not they prostrate
أَلَّا يَسْجُدُوا۟
secde etmezler mi?
to Allah
لِلَّهِ
Allah'a
the One Who brings forth
ٱلَّذِى يُخْرِجُ
açığa çıkaran
the hidden
ٱلْخَبْءَ
gizleneni
in the heavens
فِى ٱلسَّمَٰوَٰتِ
göklerde
and the earth
وَٱلْأَرْضِ
ve yerde
and knows
وَيَعْلَمُ
ve bilen
what
مَا
şeyleri
you conceal
تُخْفُونَ
gizledikleri
and what
وَمَا
ve şeyleri
you declare
تُعْلِنُونَ
açığa vurdukları

ellâ yescüdû lillâhi-lleẕî yuḫricü-lḫab'e fi-ssemâvâti vel'arḍi veya`lemü mâ tuḫfûne vemâ tü`linûn. (an-Naml 27:25)

Diyanet Isleri:

Çok geçmeden Hüdhüd gelip Süleyman'a: "Senin bilmediğin bir şeyi öğrendim. Sana Sebe'den doğru bir haber getirdim. Ora halkına hükmeden, herşeyden kendisine bolca verilen ve büyük bir tahta sahip olan bir kadın buldum; onun ve milletinin Allah'ı bırakıp güneşe secde ettiklerini gördüm. Göklerde ve yerde gizli olanları ortaya koyan, gizlediğiniz ve açıkladığınız şeyleri bilen Allah'a secde etmemeleri için şeytan, kendilerine, yaptıklarını güzel göstermiş, onları doğru yoldan alıkoymuştur. Bunun için, doğru yolu bulamazlar. O çok büyük arşın sahibi olan Allah'tan başka tanrı yoktur" dedi.

English Sahih:

[And] so they do not prostrate to Allah, who brings forth what is hidden within the heavens and the earth and knows what you conceal and what you declare – ([27] An-Naml : 25)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Ve bunu da, göklerde ve yeryüzünde gizli olan şeyleri meydana çıkaran ve neyi gizliyorlar, neyi açığa vuruyorlarsa hepsini bilen Allah'a secde etmemek için yapıyorlar.