قُلْ كَفٰى بِاللّٰهِ بَيْنِيْ وَبَيْنَكُمْ شَهِيْدًاۚ يَعْلَمُ مَا فِى السَّمٰوٰتِ وَالْاَرْضِۗ وَالَّذِيْنَ اٰمَنُوْا بِالْبَاطِلِ وَكَفَرُوْا بِاللّٰهِ اُولٰۤىِٕكَ هُمُ الْخٰسِرُوْنَ ( العنكبوت: ٥٢ )
ḳul kefâ billâhi beynî vebeyneküm şehîdâ. ya`lemü mâ fi-ssemâvâti vel'arḍ. velleẕîne âmenû bilbâṭili vekeferû billâhi ülâike hümü-lḫâsirûn. (al-ʿAnkabūt 29:52)
Diyanet Isleri:
De ki: "Allah benimle sizin aranızda şahit olarak yeter. O, göklerde ve yerde olanı, batıla inananları ve Allah'ı inkar edenleri bilir." İşte kaybedenler bunlardır.
English Sahih:
Say, "Sufficient is Allah between me and you as Witness. He knows what is in the heavens and earth. And they who have believed in falsehood and disbelieved in Allah – it is those who are the losers." ([29] Al-'Ankabut : 52)
1 Abdulbaki Gölpınarlı
De ki: Aramda ve aranızda tanık olarak Allah yeter; bilir ne varsa göklerde ve yeryüzünde ve batıla inanıp Allah'a kafir olanlara gelince: Onlardır ziyan edenlerin ta kendileri.