Skip to main content

تَتَجَافٰى جُنُوْبُهُمْ عَنِ الْمَضَاجِعِ يَدْعُوْنَ رَبَّهُمْ خَوْفًا وَّطَمَعًاۖ وَّمِمَّا رَزَقْنٰهُمْ يُنْفِقُوْنَ  ( السجدة: ١٦ )

Forsake
تَتَجَافَىٰ
uzaklaşır
their sides
جُنُوبُهُمْ
yanları
from (their) beds;
عَنِ ٱلْمَضَاجِعِ
yataklardan
they call
يَدْعُونَ
du'a ederler
their Lord
رَبَّهُمْ
Rablerine
(in) fear
خَوْفًا
korkarak
and hope
وَطَمَعًا
ve umarak
and out of what
وَمِمَّا
ve şeylerden
We have provided them
رَزَقْنَٰهُمْ
rızıklandırdığımız
they spend
يُنفِقُونَ
hayır için harcarlar

tetecâfâ cünûbühüm `ani-lmeḍâci`i yed`ûne rabbehüm ḫavfev veṭame`â. vemimmâ razaḳnâhüm yünfiḳûn. (as-Sajdah 32:16)

Diyanet Isleri:

Ayetlerimize ancak, kendilerine hatırlatıldığı zaman secdeye kapananlar, büyüklük taslamayarak Rablerini överek yüceltenler, vücudlarını yataklardan uzak tutup korkarak ve umarak Rablerine yalvaranlar ve verdiğimiz rızıklardan sarfedenler inanır.

English Sahih:

Their sides part [i.e., they arise] from [their] beds; they supplicate their Lord in fear and aspiration, and from what We have provided them, they spend. ([32] As-Sajdah : 16)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Yanları, yatak nedir, görmez, korkarak, umarak Rablerini çağırırlar ve kendilerini rızıklandırdığımız şeylerin bir kısmını yoksullara harcarlar.