فَلَا تَعْلَمُ نَفْسٌ مَّآ اُخْفِيَ لَهُمْ مِّنْ قُرَّةِ اَعْيُنٍۚ جَزَاۤءًۢ بِمَا كَانُوْا يَعْمَلُوْنَ ( السجدة: ١٧ )
And not
فَلَا
ve asla
knows
تَعْلَمُ
bilemez
a soul
نَفْسٌ
hiç kimse
what
مَّآ
ne
is hidden
أُخْفِىَ
saklandığını
for them
لَهُم
onlar için
of (the) comfort
مِّن قُرَّةِ
aydınlatıcı
(for) the eyes
أَعْيُنٍ
gözler
(as) a reward
جَزَآءًۢ
karşılık olarak
for what
بِمَا
şeylere
they used (to)
كَانُوا۟
oldukları
do
يَعْمَلُونَ
yapıyor(lar)
felâ ta`lemü nefsüm mâ uḫfiye lehüm min ḳurrati a`yün. cezâem bimâ kânû ya`melûn. (as-Sajdah 32:17)
Diyanet Isleri:
Yaptıklarına karşılık onlar için saklanan müjdeyi kimse bilmez.
English Sahih:
And no soul knows what has been hidden for them of comfort for eyes [i.e., satisfaction] as reward for what they used to do. ([32] As-Sajdah : 17)
1 Abdulbaki Gölpınarlı
Hiç kimsecik bilmez onlar için gözleri aydınlatacak ne gizli şeyler var; yaptıklarına karşılık.