وَلَقَدْ كَانُوْا عَاهَدُوا اللّٰهَ مِنْ قَبْلُ لَا يُوَلُّوْنَ الْاَدْبَارَ ۗوَكَانَ عَهْدُ اللّٰهِ مَسْـُٔوْلًا ( الأحزاب: ١٥ )
And certainly
وَلَقَدْ
oysa
they had
كَانُوا۟
idiler
promised
عَٰهَدُوا۟
söz vermişler
Allah
ٱللَّهَ
Allah'a
before before
مِن قَبْلُ
daha önce
not they would turn
لَا يُوَلُّونَ
dön(üp kaç)mayacaklarına
their backs
ٱلْأَدْبَٰرَۚ
arkalarına
And is
وَكَانَ
ve idiler
(the) promise
عَهْدُ
verilen sözden
(to) Allah
ٱللَّهِ
Allah'a
to be questioned
مَسْـُٔولًا
sorumlu
veleḳad kânû `âhedü-llâhe min ḳablü lâ yüvellûne-l'edbâr. vekâne `ahdü-llâhi mes'ûlâ. (al-ʾAḥzāb 33:15)
Diyanet Isleri:
And olsun ki, daha önce, sırt çevirip kaçmayacaklarına dair Allah'a ahd vermişlerdi. Allah'a verilen ahd sorulacaktır.
English Sahih:
And they had already promised Allah before not to turn their backs [i.e., flee]. And ever is the promise to Allah [that about which one will be] questioned. ([33] Al-Ahzab : 15)
1 Abdulbaki Gölpınarlı
Halbuki onlar, andolsun ki bundan önce söz de vermişlerdi Allah'a geri dönmemeleri için ve Allah'a verilen söz, sorulacaktır.