Skip to main content

اَفَمَنْ زُيِّنَ لَهٗ سُوْۤءُ عَمَلِهٖ فَرَاٰهُ حَسَنًاۗ فَاِنَّ اللّٰهَ يُضِلُّ مَنْ يَّشَاۤءُ وَيَهْدِيْ مَنْ يَّشَاۤءُۖ فَلَا تَذْهَبْ نَفْسُكَ عَلَيْهِمْ حَسَرٰتٍۗ اِنَّ اللّٰهَ عَلِيْمٌ ۢبِمَا يَصْنَعُوْنَ   ( فاطر: ٨ )

Then is (he) who -
أَفَمَن
kimse (de) mi?
is made fair-seeming
زُيِّنَ
süslendirilen
to him
لَهُۥ
kendisine
(the) evil
سُوٓءُ
kötü
(of) his deed -
عَمَلِهِۦ
işi
so that he sees it
فَرَءَاهُ
ve onu gören
(as) good?
حَسَنًاۖ
güzel
For indeed
فَإِنَّ
şüphesiz
Allah
ٱللَّهَ
Allah
lets go astray
يُضِلُّ
sapıklık içinde bırakır
whom
مَن
kimseyi
He wills
يَشَآءُ
dilediği
and guides
وَيَهْدِى
ve yola iletir
whom
مَن
kimseyi
He wills
يَشَآءُۖ
dilediği
So (let) not
فَلَا
asla
go out
تَذْهَبْ
gitmesin
your soul
نَفْسُكَ
canın
for them
عَلَيْهِمْ
onlar için
(in) regrets
حَسَرَٰتٍۚ
hasretlere
Indeed
إِنَّ
şüphesiz
Allah
ٱللَّهَ
Allah
(is) All-Knower
عَلِيمٌۢ
biliyor
of what
بِمَا
şeyleri
they do
يَصْنَعُونَ
onların yaptıkları

efemen züyyine lehû sûü `amelihî feraâhü ḥasenâ. feinne-llâhe yüḍillü mey yeşâü veyehdî mey yeşâ'. felâ teẕheb nefsüke `aleyhim ḥaserât. inne-llâhe `alîmüm bimâ yaṣne`ûn. (Fāṭir 35:8)

Diyanet Isleri:

Kötü işi kendisine güzel gösterilip de onu güzel gören kimse, kötülüğü hiç işlemeyene benzer mi? Şüphesiz Allah dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola eriştirir. Artık onlara üzülerek kendini harabetme; Allah onların yaptıklarını şüphesiz bilir.

English Sahih:

Then is one to whom the evil of his deed has been made attractive so he considers it good [like one rightly guided]? For indeed, Allah sends astray whom He wills and guides whom He wills. So do not let yourself perish over them in regret. Indeed, Allah is Knowing of what they do. ([35] Fatir : 8)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

İşlediği kötü iş kendisine bezenen ve onu güzel gören adam, iyiyi, kötüyü bilen gibi midir? Hiç şüphe yok ki Allah, dilediğini saptırır ve dilediğini doğru yola sevk eder; onlar için hasretlere düşüp üzüntüler verme kendine; şüphe yok ki Allah, onların işledikleri şeyleri bilir.