Skip to main content

قُلِ اللهم فَاطِرَ السَّمٰوٰتِ وَالْاَرْضِ عٰلِمَ الْغَيْبِ وَالشَّهَادَةِ اَنْتَ تَحْكُمُ بَيْنَ عِبَادِكَ فِيْ مَا كَانُوْا فِيْهِ يَخْتَلِفُوْنَ  ( الزمر: ٤٦ )

Say
قُلِ
de ki
"O Allah!
ٱللَّهُمَّ
Allah'ım
Creator
فَاطِرَ
yoktan var eden
(of) the heavens
ٱلسَّمَٰوَٰتِ
gökleri
and the earth
وَٱلْأَرْضِ
ve yeri
Knower
عَٰلِمَ
bilen
(of) the unseen
ٱلْغَيْبِ
görülmeyeni
and the witnessed
وَٱلشَّهَٰدَةِ
ve görüleni
You
أَنتَ
(ancak) sen
will judge
تَحْكُمُ
hükmedersin
between
بَيْنَ
arasında
Your slaves
عِبَادِكَ
kullarının
in what
فِى مَا
şeylerde
they used (to)
كَانُوا۟
oldukları
therein
فِيهِ
hakkında
differ"
يَخْتَلِفُونَ
ayrılığa düştükleri

ḳuli-llâhümme fâṭira-ssemâvâti vel'arḍi `âlime-lgaybi veşşehâdeti ente taḥkümü beyne `ibâdike fîmâ kânû fîhi yaḫtelifûn. (az-Zumar 39:46)

Diyanet Isleri:

De ki: "Ey göklerin, yerin yaratanı, görülmeyeni ve görüleni bilen Allah'ım! Kullarının ayrılığa düştükleri şeyler hakkında aralarında Sen hükmedeceksin."

English Sahih:

Say, "O Allah, Creator of the heavens and the earth, Knower of the unseen and the witnessed, You will judge between your servants concerning that over which they used to differ." ([39] Az-Zumar : 46)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

De ki: Gökleri ve yeryüzünü yaratan, gizliyi de, açıkta olanı da bilen Allah'ım, ihtilafa düştükleri şeyler hakkında, kullarının arasında sen hüküm vereceksin.