Skip to main content

وَاٰتُوا النِّسَاۤءَ صَدُقٰتِهِنَّ نِحْلَةً ۗ فَاِنْ طِبْنَ لَكُمْ عَنْ شَيْءٍ مِّنْهُ نَفْسًا فَكُلُوْهُ هَنِيْۤـًٔا مَّرِيْۤـًٔا   ( النساء: ٤ )

And give
وَءَاتُوا۟
ve verin
the women
ٱلنِّسَآءَ
kadınlara
their dower
صَدُقَٰتِهِنَّ
mehirlerini
graciously
نِحْلَةًۚ
bir hak olarak
But if
فَإِن
eğer
they remit
طِبْنَ
bağışlarlarsa
to you
لَكُمْ
size
of anything
عَن شَىْءٍ
bir kısmını
of it
مِّنْهُ
ondan
(on their) own
نَفْسًا
kendi istekleriyle
then eat it
فَكُلُوهُ
onu yeyin
(in) satisfaction
هَنِيٓـًٔا
afiyetle
(and) ease
مَّرِيٓـًٔا
iç huzuruyla

veâtü-nnisâe ṣadüḳâtihinne niḥleh. fein ṭibne leküm `an şey'im minhü nefsen fekülûhü henîem merîâ. (an-Nisāʾ 4:4)

Diyanet Isleri:

Kadınlara mehirlerini cömertçe verin, eğer ondan gönül hoşluğu ile size bir şey bağışlarlarsa onu afiyetle yiyin.

English Sahih:

And give the women [upon marriage] their [bridal] gifts graciously. But if they give up willingly to you anything of it, then take it in satisfaction and ease. ([4] An-Nisa : 4)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Kadınlarınızın mehirlerini bir bağış olarak verin, ama onlar, gönül hoşluğuyla mehirlerinin bir miktarını size bağışlarlarsa o vakit de onu içinize sindire sindire ve afiyetle yiyin.