Skip to main content

يَوْمَىِٕذٍ يَّوَدُّ الَّذِيْنَ كَفَرُوْا وَعَصَوُا الرَّسُوْلَ لَوْ تُسَوّٰى بِهِمُ الْاَرْضُۗ وَلَا يَكْتُمُوْنَ اللّٰهَ حَدِيْثًا ࣖ  ( النساء: ٤٢ )

(On) that Day
يَوْمَئِذٍ
o gün
will wish
يَوَدُّ
isterler
those who
ٱلَّذِينَ
kimseler
disbelieved
كَفَرُوا۟
inkar eden(ler)
and disobeyed
وَعَصَوُا۟
ve karşı gelenler
the Messenger
ٱلرَّسُولَ
Elçi'ye
if
لَوْ
(mümkün olsa)
was leveled
تُسَوَّىٰ
bir olmayı
with them the earth
بِهِمُ ٱلْأَرْضُ
yer ile
and not they will (be able to) hide
وَلَا يَكْتُمُونَ
ve gizleyemezler
(from) Allah
ٱللَّهَ
Allah'tan
(any) statement
حَدِيثًا
(hiçbir) söz

yevmeiẕiy yeveddü-lleẕîne keferû ve`aṣavu-rrasûle lev tüsevvâ bihimü-l'arḍ. velâ yektümûne-llâhe ḥadîŝâ. (an-Nisāʾ 4:42)

Diyanet Isleri:

O gün, inkar edip Peygambere baş kaldırmış olanlar, yerle bir olmayı ne kadar isterler ve Allah'tan bir söz gizleyemezler.

English Sahih:

That Day, those who disbelieved and disobeyed the Messenger will wish they could be covered by the earth. And they will not conceal from Allah a [single] statement. ([4] An-Nisa : 42)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

O gün, bir gündür ki kafirlerle Peygambere isyan edenler, yerle yeksan olmalarını ve Allah'tan hiçbir sözü gizlememiş bulunmalarını dileyecekler.