مَنْ عَمِلَ سَيِّئَةً فَلَا يُجْزٰىٓ اِلَّا مِثْلَهَاۚ وَمَنْ عَمِلَ صَالِحًا مِّنْ ذَكَرٍ اَوْ اُنْثٰى وَهُوَ مُؤْمِنٌ فَاُولٰۤىِٕكَ يَدْخُلُوْنَ الْجَنَّةَ يُرْزَقُوْنَ فِيْهَا بِغَيْرِ حِسَابٍ ( غافر: ٤٠ )
men `amile seyyieten felâ yüczâ illâ miŝlehâ. vemen `amile ṣâliḥam min ẕekerin ev ünŝâ vehüve mü'minün feülâike yedḫulûne-lcennete yürzeḳûne fîhâ bigayri ḥisâb. (Ghāfir 40:40)
Diyanet Isleri:
"Kim bir kötülük işlerse ancak onun kadar ceza görür. Kadın veya erkek, kim, inanarak yararlı iş işlerse, işte onlar cennete girerler; orada hesapsız şekilde rızıklanırlar."
English Sahih:
Whoever does an evil deed will not be recompensed except by the like thereof; but whoever does righteousness, whether male or female, while he is a believer – those will enter Paradise, being given provision therein without account. ([40] Ghafir : 40)
1 Abdulbaki Gölpınarlı
Kim bir kötülükte bulunursa ancak onun misli olan bir ceza ile cezalanır ve erkek olsun, kadın olsun, inanarak iyi bir işte bulunansa işte o çeşit kişilerdir ki cennete girerler, orada sayısız rızıklanırlar.