بَشِيْرًا وَّنَذِيْرًاۚ فَاَعْرَضَ اَكْثَرُهُمْ فَهُمْ لَا يَسْمَعُوْنَ ( فصلت: ٤ )
A giver of glad tidings
بَشِيرًا
müjdeleyici olarak
and a warner;
وَنَذِيرًا
ve uyarıcı olarak
but turn away
فَأَعْرَضَ
fakat yüz çevirmiştir
most of them
أَكْثَرُهُمْ
çokları
so they
فَهُمْ
onlar
(do) not hear
لَا يَسْمَعُونَ
işitmezler
beşîrav veneẕîrâ. fea`raḍa ekŝeruhüm fehüm lâ yesme`ûn. (Fuṣṣilat 41:4)
Diyanet Isleri:
Bu Kitap, merhametli olan Allah katından indirilmedir; bilen bir millet için müjdeci ve uyarıcı olmak üzere Arapça okunarak, ayetleri uzun uzun açıklanmıştır. Ama insanların çoğu yüz çevirmiştir, onlar işitmezler de: "Bizi çağırdığın şeye karşı kalblerimiz kapalıdır, kulaklarımızda ağırlık, bizimle senin aranda anlaşmamıza engel vardır; istediğini yap, biz de yapacağız" derler.
English Sahih:
As a giver of good tidings and a warner; but most of them turn away, so they do not hear. ([41] Fussilat : 4)
1 Abdulbaki Gölpınarlı
Müjdecidir ve korkutucu, fakat çoğu yüz çevirmiştir, onlar, duymazlar.