Skip to main content

بَلْ مَتَّعْتُ هٰٓؤُلَاۤءِ وَاٰبَاۤءَهُمْ حَتّٰى جَاۤءَهُمُ الْحَقُّ وَرَسُوْلٌ مُّبِيْنٌ   ( الزخرف: ٢٩ )

Nay
بَلْ
doğrusu
I gave enjoyment
مَتَّعْتُ
yaşattım
(to) these
هَٰٓؤُلَآءِ
bunları
and their forefathers
وَءَابَآءَهُمْ
ve babalarını
until
حَتَّىٰ
dek
came to them
جَآءَهُمُ
kendilerine gelinceye
the truth
ٱلْحَقُّ
gerçek söz
and a Messenger
وَرَسُولٌ
ve elçi
clear
مُّبِينٌ
açıklayan

bel metta`tü hâülâi veâbâehüm ḥattâ câehümü-lḥaḳḳu verasûlüm mübîn. (az-Zukhruf 43:29)

Diyanet Isleri:

Hayır; Ben bunları ve babalarını gerçek ve onu açıklayan bir peygamber gelene kadar geçindirdim.

English Sahih:

However, I gave enjoyment to these [people of Makkah] and their fathers until there came to them the truth and a clear Messenger. ([43] Az-Zukhruf : 29)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Belki de ben, onları da, atalarını da, onlara bir gerçek ve apaçık bir peygamber gelinceye dek geçindirmedeydim.