Skip to main content

فَاخْتَلَفَ الْاَحْزَابُ مِنْۢ بَيْنِهِمْ ۚفَوَيْلٌ لِّلَّذِيْنَ ظَلَمُوْا مِنْ عَذَابِ يَوْمٍ اَلِيْمٍ   ( الزخرف: ٦٥ )

But differed
فَٱخْتَلَفَ
birbirleriyle ihtilafa düştüler
the factions
ٱلْأَحْزَابُ
guruplar
from among them
مِنۢ بَيْنِهِمْۖ
aralarından çıkan
so woe
فَوَيْلٌ
vay haline
to those who wronged
لِّلَّذِينَ ظَلَمُوا۟
zulmedenlerin
from (the) punishment
مِنْ عَذَابِ
azabından
(of the) Day
يَوْمٍ
bir günün
painful
أَلِيمٍ
acıklı

faḫtelefe-l'aḥzâbü mim beynihim. feveylül lilleẕîne żalemû min `aẕâbi yevmin elîm. (az-Zukhruf 43:65)

Diyanet Isleri:

Ama, aralarında guruplaştılar, ayrılığa düştüler. Kıyamet gününün can yakıcı azabına uğrayacak zalimlerin vay haline!

English Sahih:

But the denominations from among them differed [and separated], so woe to those who have wronged from the punishment of a painful Day. ([43] Az-Zukhruf : 65)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Aralarından bölükler, ayrılığa düştü; yazıklar olsun zulmedenlere elemli günün azabından.