Skip to main content

اَمْ حَسِبَ الَّذِيْنَ اجْتَرَحُوا السَّيِّاٰتِ اَنْ نَّجْعَلَهُمْ كَالَّذِيْنَ اٰمَنُوْا وَعَمِلُوا الصّٰلِحٰتِ سَوَاۤءً مَّحْيَاهُمْ وَمَمَاتُهُمْ ۗسَاۤءَ مَا يَحْكُمُوْنَ ࣖࣖ  ( الجاثية: ٢١ )

Do
أَمْ
yoksa
think
حَسِبَ
sandılar (mı ki?)
those who
ٱلَّذِينَ
kimseler
commit
ٱجْتَرَحُوا۟
işleyen
evil deeds
ٱلسَّيِّـَٔاتِ
kötülükleri
that We will make them
أَن نَّجْعَلَهُمْ
onları yapacağımızı
like those
كَٱلَّذِينَ
kimseler gibi
who believed
ءَامَنُوا۟
inanan
and did
وَعَمِلُوا۟
ve yapan
righteous deeds
ٱلصَّٰلِحَٰتِ
iyi ameller
equal
سَوَآءً
bir olacak (öyle mi?)
(in) their life
مَّحْيَاهُمْ
yaşamaları
and their death?
وَمَمَاتُهُمْۚ
ve ölümleri
Evil is
سَآءَ
ne kötü
what they judge!
مَا يَحْكُمُونَ
hüküm veriyorlar

em ḥasibe-lleẕîne-cteraḥü-sseyyiâti en nec`alehüm kelleẕîne âmenû ve`amilu-ṣṣâliḥâti sevâem maḥyâhüm vememâtühüm. sâe mâ yaḥkümûn. (al-Jāthiyah 45:21)

Diyanet Isleri:

Yoksa, kötülük işleyen kimseler, ölümlerinde ve diriliklerinde kendilerini, inanıp yararlı iş işleyen kimseler ile bir mi tutacağımızı sandılar? Ne kötü hüküm veriyorlar!

English Sahih:

Or do those who commit evils think We will make them like those who have believed and done righteous deeds – [make them] equal in their life and their death? Evil is that which they judge [i.e., assume]. ([45] Al-Jathiyah : 21)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Yoksa kötülük kazananlar, kendilerini de iman edenler ve iyi işlerde bulunanlarla eşit mi tutacağız, dirimleri de, ölümleri de onlarla bir olacak mı sanıyorlar? Ne de kötü hükmediyorlar.