Skip to main content

وَاِذَا قِيْلَ اِنَّ وَعْدَ اللّٰهِ حَقٌّ وَّالسَّاعَةُ لَا رَيْبَ فِيْهَا قُلْتُمْ مَّا نَدْرِيْ مَا السَّاعَةُۙ اِنْ نَّظُنُّ اِلَّا ظَنًّا وَّمَا نَحْنُ بِمُسْتَيْقِنِيْنَ   ( الجاثية: ٣٢ )

And when
وَإِذَا
ve zaman
it was said
قِيلَ
dendiği
"indeed
إِنَّ
şüphesiz
(the) Promise
وَعْدَ
va'di
(of) Allah
ٱللَّهِ
Allah'ın
(is) true
حَقٌّ
gerçektir
and the Hour -
وَٱلسَّاعَةُ
ve sa'atte
(there is) no
لَا
yoktur
doubt
رَيْبَ
şüphe
about it
فِيهَا
onda
you said
قُلْتُم
demiştiniz
"Not we know
مَّا نَدْرِى
bilmiyoruz
what
مَا
nedir
the Hour (is)
ٱلسَّاعَةُ
Sa'at
Not
إِن
(hayır)
we think
نَّظُنُّ
sanıyoruz ki
except
إِلَّا
sadece
an assumption
ظَنًّا
bir kuruntudur
and not
وَمَا
ve değiliz
we
نَحْنُ
biz
(are) convinced"
بِمُسْتَيْقِنِينَ
inananlardan

veiẕâ ḳîle inne va`de-llâhi ḥaḳḳuv vessâ`atü lâ raybe fîhâ ḳultüm mâ nedrî me-ssâ`atü in neżunnü illâ żannâ vemâ naḥnü bimüsteyḳinîn. (al-Jāthiyah 45:32)

Diyanet Isleri:

"Doğrusu Allah'ın verdiği söz gerçektir, kıyamet saati şüphe götürmez" dendiği zaman: "Kıyametin ne olduğunu bilmiyoruz, yalnız yoktur sanıyoruz, buna dair kesin bir bilgi elde etmiş değiliz" derdiniz.

English Sahih:

And when it was said, 'Indeed, the promise of Allah is truth and the Hour [is coming] – no doubt about it,' you said, 'We know not what is the Hour. We assume only assumption, and we are not convinced.'" ([45] Al-Jathiyah : 32)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Ve size, şüphe yok ki Allah'ın vaadi gerçektir ve kıyamette şüphe yoktur dendi mi, kıyamet nedir derdiniz, bilmiyoruz ki, ancak bir zanda bulunmadayız ve biz, iyideniyiye bilmedik, anlamadık ki.