Skip to main content

اُولٰۤىِٕكَ الَّذِيْنَ نَتَقَبَّلُ عَنْهُمْ اَحْسَنَ مَا عَمِلُوْا وَنَتَجَاوَزُ عَنْ سَيِّاٰتِهِمْ فِيْٓ اَصْحٰبِ الْجَنَّةِۗ وَعْدَ الصِّدْقِ الَّذِيْ كَانُوْا يُوْعَدُوْنَ   ( الأحقاف: ١٦ )

Those
أُو۟لَٰٓئِكَ
onlar
(are) the ones
ٱلَّذِينَ
öyle kişilerdir ki
We will accept
نَتَقَبَّلُ
kabul ederiz
from them
عَنْهُمْ
onlardan
(the) best
أَحْسَنَ
en iyisini
(of) what they did
مَا عَمِلُوا۟
yaptıklarının
and We will overlook
وَنَتَجَاوَزُ
ve geçeriz
from their evil deeds
عَن سَيِّـَٔاتِهِمْ
onların kötülüklerinden
among
فِىٓ
arasındadırlar
(the) companions
أَصْحَٰبِ
halkı
(of) Paradise
ٱلْجَنَّةِۖ
cennet
A promise
وَعْدَ
sözdür
true
ٱلصِّدْقِ
doğru
which they were
ٱلَّذِى كَانُوا۟
olunan
promised
يُوعَدُونَ
kendilerine va'd

ülâike-lleẕîne neteḳabbelü `anhüm aḥsene mâ `amilû venetecâvezü `an seyyiâtihim fî aṣḥâbi-lcenneh. va`de-ṣṣidḳi-lleẕî kânû yû`adûn. (al-ʾAḥq̈āf 46:16)

Diyanet Isleri:

İşte, işlediklerini en güzel şekilde kabul ettiğimiz ve kötülüklerini geçtiğimiz bu kimseler, cennetlikler içindedirler. Bu, verilen doğru bir sözdür.

English Sahih:

Those are the ones from whom We will accept the best of what they did and overlook their misdeeds, [their being] among the companions of Paradise. [That is] the promise of truth which they had been promised. ([46] Al-Ahqaf : 16)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Öyle kişilerdir onlar ki yaptıklarının en güzelini kabul ederiz ve kötülüklerinden geçeriz, cennet ehlinin içindedir bunlar; dosdoğru bir vaittir ki vaadedilmiştir onlara.