Skip to main content

بَلْ كَذَّبُوْا بِالْحَقِّ لَمَّا جَاۤءَهُمْ فَهُمْ فِيْٓ اَمْرٍ مَّرِيْجٍ   ( ق: ٥ )

Nay
بَلْ
doğrusu
they denied
كَذَّبُوا۟
onlar yalanladılar
the truth
بِٱلْحَقِّ
hak ile
when it came (to) them
لَمَّا جَآءَهُمْ
kendilerine gelince
so they
فَهُمْ
şimdi onlar
(are) in
فِىٓ
içindedirler
a state
أَمْرٍ
bir durumun
confused
مَّرِيجٍ
çalkantılı

bel keẕẕebû bilḥaḳḳi lemmâ câehüm fehüm fî emrim merîc. (Q̈āf 50:5)

Diyanet Isleri:

Hayır; onlar, gerçek kendilerine gelince onu yalanladılar; kararsızlık içindedirler.

English Sahih:

But they denied the truth when it came to them, so they are in a confused condition. ([50] Qaf : 5)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Hayır, gerçek olan Kur'an, onlara gelince yalanladılar da şimdi darmadağın bir işe daldılar.